Bazen olan biten şeyleri anlatmak bir yana anlamak bile o kadar zor oluyor ki kelimeler yetersiz kalabiliyor. Anahtar kelimeler ile ilerlersek; popülizm, trivela, ergen kardeşliği, Olcay’dan bıktık, elalem çatlasın gibi kullanımı basit kullanışı fazlaca prim yapan kavramlar doğru olur diye düşünüyorum.
Quaresma ilk bu kulüpten içeri girdiğinde hepimiz sabahlara kadar nöbet tutmuş, gelişine de çok sevinmiştik. Fizik olarak diri olduğu ilk 4-5 haftada da gerçekten bizi fazlasıyla tatmin etmişti. Devamında ise biz de Mourinho gibi gerçek Quaresma ile yüzleştik. Bencil, oyun aklı sıfırın altında, tamamen kendi şovunu yapan, kanat oynamanın hiçbir fundamental bilgisine sahip olmayan, bir sansasyonel gol atmak için 10 tane pozisyonu tek başına harcamaktan çekinmeyen, fazlasıyla taraftara oynayan, rabonasını yemeyen oyuncuya gönül rahatlığıyla tekme atıp kırmızı görebilen üstüne taraftardan alkış alan, sakatlık bahanesi ile Portekiz’e gidip bir ay yatıp 8 kilo alıp geri dönen, kaybettiği topun peşinden koşmayan Quaresma’ydı gerçek Quaresma. Öyledir ki, tekrar gelişini ölümüne savunanlar 3-5 güçsüz takıma attığı trivela gollerinden başka bir şey koyamadılar yine insanların önüne. Ama dediler ki ille de isteriz.
Taraftarın yüzde 80’i her zaman bilinçsizdir. Futbolu iyi bilmez zaten bildiğini de iddia etmez. Dolayısıyla fütursuzca Quaresma çığlığı atmaları normaldir. Lakin bu tutum karşısında yönetim nasıl bir tutum sergilemelidir? Gönderilişi doğru ama gönderiliş tarzı son derece yanlış olan, arkasından söylemediğinizi bırakmadığınız bir oyuncuyu nasıl olur da sadece popülist bir hamle adına bu kulübe geri çağırırsınız? Desteğini kaybettiğiniz grubu yanınıza alamayacağınız gibi size destek veren grubu da bu hamle ile kaybettiğinizin farkında mısınız? Devamlı etik değerlerden, Beşiktaş’ın onurundan bahsederken Beşiktaş’ın onuruyla oynamış bir oyuncuyu nasıl olur da geri alırsınız? 3.7 milyon alıyor diyip sözleşmesini feshetmek adına malzemecilerin üstüne bile işedi diye haber yaptırdığınız oyuncuyu benzer maliyetle bu kulübe tekrar sokmak hangi akıl ve mantığa sığar?
Herkes hata yapabilir. Ama insanlar aynı hatayı iki kez ve daha fazla yapıyorsa bu artık tesafüf değildir. Gittiği her kulüpten disiplinsizlik ve bencillik yüzünden kovulmuş oyuncu 32 yaşından sonra akıllanmaz. O artık odur. Yaptıkları hata filan değil kendisidir. Çok kötü şekilde gönderdiği oyuncuyu ise çok kötü şekilde geri almaya çalışan kişilerin yaptığı da artık hata değildir. Her yerde popülist hamleler yapmayız, yararlı oyuncuları alırız derken bu hamleyi yapıyorsanız bu da artık hata değildir. Bu sizsiniz. Popülistsiniz. Bu dakikadan sonra Quaresma’nın yaptığı her hatadan, her anti profesyonel davranıştan siz sorumlusunuz. Onun sözleşmesi feshederek kurtulamazsınız. E istediniz aldık da diyemezsiniz. Çünkü biz şuan istemiyoruz. Almanızı isteyen kitle de o zaman geldiğinde almasaydın kardeşim başına silah mı dayadık diyecek emin olabilirsiniz.
Hoşgeldin Quaresma. Bu kez sakın unutma. Formanın arkasında yazan isim değil formanın önündeki armadır büyük olan.