Maç için yola çıktığımızda sıcaklık değerleri sürekli düşüyordu. Sanki bir dağın eteğindeyiz ve yukarı doğru tırmanıyoruz hissi gibi. İçimizi ısıtmaya sevgiliye doymaya gidiyorduk pek sorun değildi bu durum bizler için.
Stadyuma vardığımızda diğerleri için sürpriz bizim için sıradanlaşan elektrik kesintisi ile karşılaştık. 2014 Türkiye’sinde bu kesintiler bizim için bir moda halini aldı.
Takımlar ısınmak için sahaya çıktığı andan itibaren bizlerde karşılaşma moduna yavaş yavaş girmeye başladık. Takım ınıyordu ama Demba Ba ısınmaya gelmemişti. Takım ısınırken en çok kanat ortalarını merak ettiğim için gözüm hep Serdar ve İsmail’in üzerindeydi. Ama ne yazık ki bir tane bile düzgün orta gelmiyordu. Zaten en son bu ikiliden herhangi birinin ortasını ne zaman bitirmiştik ki. Diğer taraftan ceza sahası vuruşlarında Sosa ve Cenk tosun ustalıklarını gösteriyordu. Akhisar ısınırken de Gekas yıllara meydan okurcasına süper bitirici vuruşlar yapıyordu. Zaten maçta en çok Gekas ve Bilal’den çekiniyorduk. Sonra takımlar ısınmayı bitirip içeri girdiklerinde sahayı düzelten görevlilerin botlarıyla sahayı düzeltmelerini gördük ki bu daha çok zarar vermiyor mu diyerek takımları sahaya bekledik.
Maç başladığında her şey çok güzeldi. Ayaklar sağlam basıyordu yere golün geleceği bariz bir şekilde haykırıyordu. Derken olcay harika çalımlarıyla orta değil adeta pas atarak Cenk Tosun’a takımı 1-0 öne geçirdi. İlk yarı 2 hatta daha fazla olabilirdi fakat Kerim Frei adeta takımın el freni görevini her zaman ki gibi yapıyordu. İkinci yarı beni çıkar hoca diye bağıran ilk isimdi. Bu arada maç devam ederken Tolga’nın yaptığı bir kaç kurtarış ile soyunma odasına giriyorduk. İkinci yarı başladığında sosa harika bir vuruşla ülkemizde ki ilk golünü bu golleri yemeye alışık olan Oğuz’a atınca içimizden bir tebessüm geçiyordu. Zaman ilerliyordu Bilal harika bir vuruşla maçı 2-1 e getiriyordu ama bu golden öte öncesinde Gekas’ın karşı karşıya kaçırdığı olsa tribünlerde yine depresyona girecektik.
Gekas demişken bu maç takım olarak son bölgede iyi kontrol ettik hep geri gelmek zorunda kaldı 1 kere pozisyona soktuk onu da atamadı. Yediğimiz golde zaten ceza sahası dışından yani Beşiktaş takım olma yolunda emin adımlar ile yol almaya devam ediyor. Son dakika da kimse beklemiyorken Gökhan Töre’de o açıdan 1 gol daha sıkıştırınca 3’ü bularak rahatlıyorduk.
Son cümlemde kısaca özetleyeyim. Maçın adamı Olcay Şahan 1. golde ki asistti 3. golde topu kapması mükemmeldi. TV’de ekrana yansıdı mı bilmiyorum fakat sahada takım arkadaşlarına da iyi telkinlerde bulunuyor. Pas, bas, koş tarzı işaretleri var. Hani şu Neciple konuşurken takım arkadaşına bağırması gibi.
Maçın kötüsü Kerim Frei. Maçın kadrosunda olup maçın içine giremeyen isim Sosa. Maçın dönüm noktası Gekas’ın karşı karşıya kaçırdığı aşırtma. (Beşiktaş adına Veli’nin oyundan çıkması benim için bir dönüm noktası olmaya adaydır.) Unutmadan biz taraftarız yani tarafımız belli.
Madem taraftarız stadyumlarda olmalıyız sonra takım Anadolu’ya neden gidiyor diye kimseye kızmaya hakkımız yok 17.000 kişilik stadyumu dolduramamak ne olursa olsun bize yakışmadı. Sonra ki hafta görüşmek üzere.
Yakup Şenel / Beşiktaşarena