Bazı şeyleri anlamak mümkün değil. Ancak ısrarla aynı hatayı yapan insanlar için Einstein çok güzel bir söz üretmiş. Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı beklemektir. Kimse yanlış anlamasın Bilic’e aptal dediğim filan yok. Ancak böyle iş olmaz.
Bu takım 4 tane Premier lig takımıyla ve Trabzon’la oynadı ve 5 maçın 4’ünde rakiplerini ezdi. Peki ne yaptı bu maçlarda? Önde bastı. Evet önde bastı hücum etti Beşiktaş. Beşiktaş kaybettiği ve hiç üstünlük kuramadığı iki tane büyük maç var. Fenerbahçe ve Galatasaray. Nasıl kaybetti? Oyunu geride kabul arkaya yaslanarak. Daha da özetle rakipten korkarak. Olmaz Bilic kaç tane daha derbi kaybetmen gerekiyor rakipten korkmamak ve derbilerde de saldırmak için. İkinci yarı iki derbi daha var ve ikisi de deplasmanlarda. Bunlarda da mı korkarak oynayacağız? Bunları da mı geri yaslanıp kaybedeceğiz? Reva mı yarattığın bu güzel takıma yaptığın.
Maç öncesi yazıma göz atarsanız hücum edersek kazanırız geri yaslanırsak kaybederiz dedim. Kaybettik. Sonucu hakeme ona buna bağlamaya hiç gerek yok. Sorun psikolojik. Bir şirketin de bir takımın da en tepesindeki adam korkarsa bu tüm şirkete de takıma da yansır. Evet etken çok. Galatasaray’ın haklı olarak atmosferden korkarak maçı böylesine rezil bir yerde oynamaya zorlaması, Atiba’nın gayet antiprofesyonel şekilde kendini attırması vesaire. Ancak bunların hiçbiri Bilic’in mazereti olamaz.
Peki ne olacak şimdi? Kaybettiğimiz bir şey yok. Üç takımda ip gibi dizildi, puan farkı yok, ancak alınması gereken bir mesaj var. Kadroya takviye şart. Süper bir takım asla değiliz. Bilic’in de bir an önce kafasında derbi forbisini yenmesi gerekiyor. Sezon sonu olsa anlaşılabilir ama bugünkü puan tablosunda korkacak da kaybedecek de hiçbir şey yoktu! Bu şekilde de kaybettik ne oldu geri çekildiğine değdi mi? Neden yaptın Bilic neden!