Gece-gündüz demeden Beşiktaş’ın başarısı için çalışan yöneticimiz, Kars’tan Hollanda’ya uzanan hayatını, Beşiktaş aşkını, transfer çalışmalarını ve daha fazlasını bu röportajda anlattı.
“Benim için Beşiktaş Kayahan’ın şarkısındaki gibi ‘Siyah Beyaz bir aşk hikayesi’… Hakikaten o şarkıyı dinledikçe çocukluğum gözümün önüne geliyor. Beşiktaş, her zaman benim için karşılıksız bir sevgi oldu.”
“Bizim takımımızın yapısına baktığınız zaman, çoğu futbolcumuz gurbette yaşayan ailelerin çocukları… Onlarla diyalog kurmak benim için çok basit. Çünkü ailelerini tanıyorum. Ne hissettiklerini biliyorum. Çünkü ben de onlardan birisiyim. O çocuğun ne hissettiğini ben kendi çocuğumda görüyorum.”
“Oyuncularımızın öz güvenleri çok iyi bir noktada ve dünya futbol arenasında kendilerini gösterme şansı buldular. Takımdaki birçok oyuncumuzun ciddi bir şekilde takip edildiğini biliyorum. Birçok kulübün gözlemci şefiyle görüşmem de oluyor.”
“Transfer hakikaten sabır işidir. Son dakikaya kadar sabretmelisin. Oyuncular, menajeri en iyi kontratı almak ister. Biz de kulüp menfaatleri doğrultusunda en iyi kontratı yapmak isteriz. Doğru zamanda, doğru oyuncu, doğru bütçeyle buluştuğu zaman transfer gerçekleşir.”
“Olimpiyat Stadı’nda maça gidemeyeceğini bilmesine rağmen kombine alan taraftarlarımıza teşekkür ederim. Onların tek bir gayeleri vardır, Vodafone Arena’nın yapımına katkı sağlamak… İnanıyorum ki, Vodafone Arena’nın tribünleri her maçta dolu olacak.”
Röportajın tamamını Beşiktaş Dergisi Mart sayısında okuyabilirsiniz…
Kaynak: Bjk.com.tr