Göreve geldiğiniz ilk gün hepimizin aklında. Batmak üzere olan bir dev ile baş başa kalmıştınız. İşiniz çok zordu ve bize asla hayal satmadınız. Seçimi kazandıktan sonra kürsüde ilk sözleriniz aşağı yukarı şunlar olmuştu.
“Kan kusacağız, kızılcık şerbeti içeceğiz. Hiçbir Beşiktaş taraftarı bizden 3-4 yıl başarı beklemesin” Beklemedik. Kulüp düze çıksın gerisi mühim değil dedik. Çünkü “Pırıl Pırıl” ve “Pırlanta” gibi çocuklar esas bizlerdik. Sonra “FEDA” diyoruz dedin. Tişörtler bastın.
Biz “Pırlanta” gibi çocuklar akın ettik yuvalara. Dedik ki bu adam samimi. Bizim gibi “Pırıl Pırıl”. Hepimizin üzerinde o tişörtler çıktık sokaklara. “Para komidinin üzerinde” diyenler oldu, ha keza “kümede kalamayacaksınız” diyenler. Zerre alınmadık. Beşiktaş için değer dedik.
Kulübün hain evlatları icralar gönderirken biz maçlara akın ettik. Maaşından bilet parası artıranlar, kulübe katkı olsun diye parası sadece bileklik almaya yeten “Pırlanta” gibi çocuklar feda demeye devam etti. Çünkü inandı sana bu adamlar.
Sonra bir gün iş makinelerinin üzerinde ömrümüzü verdiğimiz stadı yıkmaya başlarken gördük seni. Senelerce maketlerle oyalandığımız için “bu sefer oluyor ulan. PIRLANTA gibi bu başkan” dedik. Gün saydık. Hergün stat inşaatını ziyaret ettik.
Sen o stat için geceni gündüzünü, bizde hayallerimizi verdik. Çatıyı beraber kaldırdık, mebranı beraber serdik, hibrit çimi el birliği ile dokuduk. Bu adama inanılır dedik. İnandık. Yönetim tarzınla ülke futboluna yeni bir ses, nefes getirdin.
Maçları anadolu’da oynayacağız dedin, koştuk. Zulümpiyat dedin seyirci rekoru kırdık. Ankara dedin, kara kışına aldırmadık yollara düştük. Zerre başarı beklentisine girmeden. Baktık ki işleride yoluna koymaya başladın iyice sevdik seni.
Koca koca futbol eskileri transferlerine şapka çıkardı. Biz hayran hayran izledik seni. Her kuruşumuzun hesabını yaptın. Zerre şüphe duymadım kendi adıma hala dahi duymam paramıza sahip çıkmaya çalıştın. Şampiyonluklar geldi, avrupa’da rekorlar kırdık. Beraber ağladık, güldük.
“Forma alın” dedin aldık ve yetmedi satış rekorları kırdık. “Kombinelere yüklenin” dedin çıkmasıyla bitmesi bir oldu. Uefa lyon maçı için ceza verdi. Yurt dışında ayda yılda bir Beşiktaş’ı canlı izleme şansı olanlara “gitmeyin maça” dedin, gitmediler. Çünkü sana inanmışlardı.
Ne dediysen yaptık. Vallahi yaptık, billahi yaptık. Buna önce Allah sonra sen şahitsin. Yine iste yine yaparız. Çünkü “işine baksın” dediğin taraftar bugün köpürüyor olsa bile sana G Ü V E N İ Y O R !
Ya başkan sen tüm ülkeyi karşına alacak şekilde, sadece taraftarını arkana alarak 26 nisan günü bir karar aldın bizde dimdik durduk. Nice şampiyonluklardan daha değerli bir gurur yaşattın bize. Anlaman gerekir ki “işine baksın” dediğin taraftarın işi, gücü, derdi Beşiktaş.
“Sosyal medyadan kulüp idare edilmez.” dedin. Haklısın. Ama bu mecrada öyle insanlar, öyle mücadeleler veriyorlar ki değme gazetecilerin, hukukçuların yapamayacağı işleri yapıyorlar. Neden ? Beşiktaş için. Zerre menfaati olmadan.
Kusura bakma sayın başkanım. Cüneyt, fırat, palabıyık, namoğlu vs değil esas biziz “Pırlanta” , esas biziz “Pırıl Pırıl” çocuklar. Hakkımızı yiyorlar, senin sözünden dışarı çıkmayan taraftarlarını uykusuz bırakıyorlar. Moralimiz bozuluyor, talan oluyoruz.
Biz yenilince üzülenlerden değil, hakkı yenince kahrolanlardanız sayın başkan. Herşeyi bir kenara bıraktım. Daha dün sana emanet edilen 20 yaşında ki çocukları linç ettiler konya’da. O çocukların anneleri, babaları önce arma’ya, bize ve sana güvendi.
Yarın öbür gün karşımıza çıkıp “evlatlarımızı koruyamadınız” derlerse ne cevap vereceğiz sayın başkanım ? Sahada hakkımız gasp edilirken evlatlarımıza durumu nasıl anlatacağız ? Koskoca Beşiktaş kulübü federasyon ve kurullarını aklı sıra idare eden 3-5 soytarı ile başa çıkamazmı?
Eğer ki sorun 26 nisan günü aldığınız kararı, her türlü baskıya rağmen 3 mayıs günü uyguladığınız için yediğiniz baskı ise paylaşın bizimle. Eğer ki durum böyle ise evinizin önünde bu gece nöbete başlamazsam namert oğlu namertim. Durum bu ise yarın kapınızda on binler hazır.
Tekrarlıyorum “Pırıl Pırıl” ve “Pırlanta” gibi çocuklar bizleriz. Bu tertemiz çocukların hakkı yeniyor,gasp ediliyor ve en ağırı dalga geçer gibi gözlerimizin içine baka baka yapıyorlar bunu. Evlatlarım dediğin futbolcularının alın teri, abi dediğin hocanın nefesini tüketiyorlar.
Şahsım adına sana çok güveniyorum. Ödediğimiz paraları, kulübü getirdiğin noktaları, elini değil gövdeni taşın altına koymanı ve bunları görmeyeni Allah çarpar. Senin Beşiktaşlılığından şüphe duyan akıl tutulması yaşar. Ama bu ülkede efendi olunmuyor sayın başkan.
Ortalığı kır dök demiyoruz, ayrıcalıkda istemiyoruz. Hakkımızı savun, alın terimizi haramilere yem etme. Gözlerinin içine bakan, dudaklarından dökülen her kelimeyi heyecanla bekleyen “Pırlanta” gibi taraftarını, oyuncunu, hocanı sahipsiz bırakma.
Büyük çoğunluğumuz sana güveniyoruz. Çünkü biliyoruz ;
MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDA Kİ ASİL KANDA MEVCUTTUR !
Vur Pençeni !
Mektup..
Sayın başkanım Fikret Orman ;
Göreve geldiğiniz ilk gün hepimizin aklında. Batmak üzere olan bir dev ile baş başa kalmıştınız. İşiniz çok zordu ve bize asla hayal satmadınız. Seçimi kazandıktan sonra kürsüde ilk sözleriniz aşağı yukarı şunlar olmuştu.
— Polat Akman (@polat_akmn) October 8, 2018