Maça çıkarken kazanmayı düşünüyorduk. Kendi sahamızda, seyircimizin önünde oynuyorduk. Güzel futbol oynamaya çalıştık. İlk 10-15 dakikalık bölümde bütün provokasyonlara rağmen oyunu toparladık. O bölümde de anormal şeyler gelişti. Futbolda bunlar var diye geçiştiriyoruz ama olmaması gerekiyor. Futbol bu olur deyip geçiştiriyoruz. Oyun kontrolü bizdeyken, iyi oynuyorken gereksiz oyuncunun dışarıya atılması ikinci yarıda oyun üstünlüğünü rakibe verdi. 11’e 10 kalınca Fenerbahçe iyi oynuyor. İyi de oynamaya çalıştı. Biz de kontrol etmeye çalıştık. Çıkarken yediğimiz gol rakibe avantajı sağladı. Kolay bir maç değildi. On kişi kalınca olumsuzluklar daha fazla oldu. Rakibi tebrik etmek bile şu anda doğru değil. Maçtan önce sahaya çıkarken oyuncularımla gurur duyuyordum. Bugün de gurur duyuyorum. Ama hataları, eksikleri var. Sadece futbol oynamanın yetmediğini bir kez daha anlamış oldular. Kırmızı karttan sonra sarı kartı veren hakem ilk maçta hiçbir kart vermedi. Lens’in attığı golde golü iptal edip oyunu devam ettirdiği zaman kart göstermedi. Geçen sene Trabzonspor maçında aynı hakemdi. Sarı karttan Ricardo’yu attı. Dolayısıyla hakem skora göre oyunu yönetmeye çalıştı. Bu hakemin kötülüğü, iyiliği değil bu bizim kötülüğümüz, yanlışlığımız, eksikliğimiz daha doğrusu. Biz kendi oyunumuzla başarılı olacağız. Bugün de mazeretleri hakem üzerinden, rakip üzerinden yapmak doğru değil. İyi takımız, iyi futbolcularız. Bunu da devam ettireceğiz.