Tüm Beşiktaş taraftarı gibi ben de Vodafone Arena inşaatını günlük takip rutinlerimin arasına almış durumdayım. İnşaat başladığı günlerde inşaata yerleştirilmiş olan canlı yayın kamerası karşısında geçirdiğim toplam saatlerin hesabını tutup Beşiktaş ile ilgisi olmayan bir başka insana bu hesabın toplamını göstersem, muhtemelen, akıl sağlığımdan şüphe ederdi.
Beşiktaş taraftarını inşaatı izlemek yetmez elbette, bunu konuşmak da lazım. Bu konudaki forumları, blogları takip ettikten sonra Beşiktaş Arena Forum sitesine de üye oldum. Çünkü sadece okumak bi süre sonra yetmiyordu.
Benim de söyleyeceklerim vardı, her Beşiktaşlı gibi.
Zaman zaman forum sayfasında o kadar ilgisiz şeyler, işin doğası gereği, taratışılıyor ki insan gülmekten kendini alamıyor. Bununda ötesinde bu forumdan insanlar gerçekten ciddi yanlışların önüne geçilmesine de engel oldular. Kendi değerli zamanlarından emek harcayarak, yanlışı yapan şirkete doğrusunu da göstererek üstelik. Buna en güzel örneklerden biri; Stadın köşelerindeki koltuk yerleştirme sırasında yapılan hatadır.
Forum ahalisi kendi içinde her meslekten, her farklı bakış açısından insanlar barındırır. Sizin ilgi alanınız olmayan bir konuda soru sorarsınız, onlarca cevap alırsınız. Forumlara Forum denmesinin temel nedeni de budur zaten… Hoş web dünyasını bizim kültürümüz geliştirmiş olsaydı, sanırım bu tip sayfalara Forum demezdik, ne derdik Bekir mi derdik yoksa kıraathane mi bilmiyorum;-)
Forum sayfaları aynı zamanda bir bakışta onlarca sayfa yazılı fikrin, görüşün yerini alan Fotoğrafların/Görsellerin de paylaşıldığı bir platform. Bu fotoğraflar sayesinde bazı yanlışları görüyoruz, düzeltebiliyorsak düzeltiyoruz, koltuk örneğinde olduğu gibi. Ama bazı şeyleri de düzeltemiyoruz, ya sesimizi duyuramadığımızdan ya da sesimizi duyurmak istediklerimizin “sağır”a yatmasından…
Bugün hem sosyal medyaya hem de Forum sayfalarına bir fotoğraf düştü, benim de yüreğime koskoca bir taş düştü.. Düzeltemediklerimizden…
Stadın dış cephesine konan “Vodafone Arena ışıklı tabelası”…!
Stadyumun kağıt üzerinde bir tek vidası dahi planlanmışken bu tabelanın proporsiyonlarının estetik birikimi olan biri tarafından planlandığını bana hiç kimse anlatamaz. Eğer bu iddiama rağmen böyle ise o estetik birikimi olduğunu iddia eden her kimse varolan ya da varsa bütün diplomalarını yırtsın…! Bu hatanın(!) başladığı yer bu tabeladan önce stadyum için hazırlanan Logo’dan kaynaklı kuşkusuz. Konu ile ilgili düşüncelerimi ayrıntılı ve örnekli olarak anlattığım yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.
http://haber.besiktasarena.com/vodafone-arena-logosu-hatali-mi-22153.html
Bu stat en küçük detayına kadar tasarlandıysa da, sonuca bakarak görünen o ki, tabela tasarlanmamış… Kasıtlı olarak tabela diyorum, çünkü ancak bir tabela olabilir, fazlası değil. Eğer stadyum inşaatı bittikten sonra, yani taa en başından beri bu stadyumun bir isminin olduğu ve bunun cephede bir yere stadyumun mimari estetiğine uygun yerleştirilmesi gerektiği bilinmiyor olsa bile, o Logo oraya o proporsiyon’da konmaz…! İnsanın doğasına aykırıdır bu… Bir A4 kağıt alın küçük çocuğunuza bu kağıda bir resim çizmesini söyleyin… Hiç bir çocuk çizdiği resmi kağıdın dışına taşırmaz! Neden biliyor musunuz, çünkü orada kağıt yoktur…Şimdi cephedeki tabelaya yeniden bakın… Olmayan “kağıdın” dışına taşmış “d,f” harflerini ve de Vodafone’un Logosunun başındaki sembolün, “kağıdın” dışına taştığını göreceksiniz…!
Güzel sanatlar Fakültelerinin birinci sınıfında temel Sanat eğitimi diye bir ders vardı eskiden, hala varmıdır bilmiyorum. Bu derste kağıt / tuval üzerine çizilen resimlerin/sembollerin “nefes alması gerektiği” aynı bu ifade ile anlatılır. Yani logonun en dış sanal çerçevesi ile kağıdın kenarlarına olan boşluktur burada anlatılan… Olası bazı çok bilmişlerin şu olası argümanını keseyim “E çerçevenin dışına taşan resimler olmuyo mu” Aslında bu soru aklına gelene cevap dahi vermemek lazım… Orada tasarımcının/sanatçının aradığı kasıt ile bu söylendiğim şeyin çok farklı olduğunu anlatmakla basit fizik kurallarından bi haber olan birine Kuantum fiziğini anlatmaya benzer.. Vazgeçtim, dahasına girmeyeceğim.
Buraya linkini alıntıladığım Stadyumun hatalı/yanlış logosuna ve benim eleştirilerime bakarsanız, stadyumun Logosunun Stadyuma konulamayacak bir karakterde olduğunu ve bu nedenle de YANLIŞ olduğunu belki şimdi anlarsınız…! Çünkü ne cephede, ne de koltuklarla stadyumun içine yazdığınız “Vodafone Arena” ibaresine o, bana göre, başından sonuna hatalı Logoyu kullanamazsınız…! Çünkü o Logo böyle bir şey de düşünülerek tasarlanmış değildi..! Sadece kağıt üzerinde bakılmış “aaa çok güzel bak bu da kartal pençesi, şurası kartal gagası, burası kartal sesi, şurası da kartal nefesi” gibi abuk “argümanlarla”(‘) önce kendinizi sonra konudan bi haber çoğunluğu kandırırsınız! Kurumsal Tasarım bütün bu tip aspektleri düşünerek yapılması gereken ciddi bir iştir, ciddi bir birikim, deneyim gerektirir, öyle “ben yaptım vallahi de çok güzel oldu” ile olmaz…
Eski Yönetimin tarihi kulelere “tavuk görünümlü Kartal” figürü yerleştirerek “kuş kondurma”sına nazire yaparcasına, hatta Mehmet Demirkol’un “Oraya stat falan yapmıyor Beşiktaş, saray yapıyor, saray!” güzellemesine mazhar olan Stada anca Logo kondurmuş oldunuz, Aferim!
Not: Yazımda yakışıksız kalan bir bölümü çıkarttım, o benzetme olmadan da düşüncelerimi anlatabildiğime inanıyorum. Okurlardan bu bölüm için özür dilerim.
Cengiz Altın / Beşiktaş Arena