Matbaayı almak için 300 yıl bekleyen güzel ülkem futbolda da bazı kavramlara yıllar sonra merhaba diyor. Kadro mühendisliği, kadro planlaması gibi kavramlar hepimizin son zamanlarda kulağına çalınan kavramlardan bazıları. Tabi bir şeyi yeni duymak onun daha önceden varolduğu gerçeğini maalesef değiştirmiyor.
Beşiktaş kadrosu ve ekonomisindeki plansızlık sonucu yaşadığı tüp patlamasından sonra, yeni bir yönetim ve Altınsay ile giriştiği planlamada, ilk adımı pahalı ve beklenen verimi veremeyen oyuncuları göndermek ile attı. Tepki çoktu ancak atlanılan nokta şu idi. Yıldızları göndermek sadece maddiyat ile ilgili bir durum değildir. Takımdaki 21 oyuncu sıradan, 1 tanesi yıldız ise o bir tanesi olmadığında o takımdan daha fazla verim alırsınız. Çünkü o bir yıldız takımın geri kalanına kendilerini değersiz hissettirir. Bu riskli ama alınması gereken risk gurubundan bir hamledir. Bunun yerine ekilen Olcay ve Oğuzhan tohumları ile kısmen yapılanma başladı.
Sadece forma ve arma aşkı için oynanan hedefsiz bir yıldan sonra Özen hamlesi ile Beşiktaş planlamasını bir adım öteye taşıdı. Özen’in mevcut yabancı kuralından yola çıkarak attığı Töre ve Frei hamleleri ile yerli genç çekirdek oluşturuldu. Çekirdek aileye eklenen 22’lik Pedro ve hali hazırda elde bulunan 24’lük Veli ile geniş aile oluşturuldu. Ancak uzun vadeli plan 1 veya 2 yılı değil 3 yıllık ön hazırlık ve 5 yıllık uzun planı içeriyordu. En azından benim tahminim böyle.
Özen’in bu yazıda girmek istemediğim malum sebeplerden dolayı ayrılması sonucu planın en önemli ayağının eksik kaldığını düşünsem de yapılanmanın devam ettiğini düşünüyorum. Beşiktaş yapılanmasının 3. senesinde muhtemel sağ bek, stoper ve ön libero transferi ile takımı 1 sınıf daha yukarıya çekecek ancak tahminimce bununla yetinmeyecektir. Çünkü yapılanma bu transferlere rağmen henüz tamamlanmamış olacak.
Peki Beşiktaş’ın uzun vadeli planı nedir? Ne olmalıdır? Yabancı kuralının kalkacağını da düşünürsek Beşiktaş 4 ve 5. yıllarında atması gereken winner diye nitelenen kazanmayı bilen oyuncu transferlerini belirli bölgelere yaparak, planlamayı tamamlamayı hedeflemeli. Bu bölgeler kaleci, sol bek, ön libero ve forvettir. Uzun vadeli planda karakterini çok sevdiğimiz Tolga, Motta, Atiba ve Pektemek bölgelerinde yetersiz kalacak ancak her zaman iyi birer yedek olacak oyuncu grubumuz olacaklar. Takımın 2016 iskeletinde Önde Ba, kanatlarda en az 1er sınıf gelişim kaydetmiş Kerim ve Töre, Ofansif ortasahada Sosa, süpürücü stoperde Pedro’nun yeri sağlamda. Ancak şuanki kadroya göre bakarsak sağ bek, kesici ve hava hakimiyeti olan bir stoper, sol bek , iki ön libero ve kaleci pozisyonları gelişime artık müsait olmayan ve takıma şuan için kalite katan ama 2016’da yetersiz olacak olan oyuncuların oluşturduğu bölgeler.
Beşiktaş’ın 8 yıllık kayıp dönemde yaptığı en büyük hatanın sabırsızlık olduğunu biliyoruz. Eldeki kısıtlı bütçelerle her sene 3 tane tam adam alıp 3 yıllık plan yapılıp her 3 yılda en az 1 şampiyonluk hedeflemiş olsaydık ne bu kadar borç ne de bu kadar az kupa görmüş olacaktık. Bunun yerine her sene alınan 8 gönderilen 10 oyuncu stratejisi tam da o dönemin ideolojisini gözler önüne seren bir tablo. Bu açıdan yukarıda bahsettiğim bölgelerin hepsinin bir anda doldurulamayacağını hepimiz görüyoruz, zaten doğrusu da bu değil. 3 er 3 er kadroya katılan oyuncularla büyük planımız olan 2016 yılı sonunda arzu edilen efsane bir Beşiktaş kadrosunu Vodafone Arena’nın çimlerinde görebiliriz.