Kemal Sunal’ın en sevdiğim filmlerindendir izlemenizi tavsiye ederim. Geçen yazımda belirttiğim üzere Türk filmi tadında bir yönetimimiz olduğu için yeşilçamdan devam ediyorum. Bahsi geçen filmde onurluca dik durmaya çalışan ve koltuğunu önemsemeyen bir başkan ve etrafındaki insanların onun üzerinden nasıl nemalanmaya çalıştığı anlatılıyor. Bizde ise senaryo biraz farklı.
Bir başkanın ve yönetiminin, sadece koltuğunu kaybetmemek uğruna gönderirken inanılmaz hatalar yaptığı oyuncuyu, son derece popülist hamlelerle geri getirişini izledik. O zaman uyardık, yapmayın bu adamın yararı yok, bu adam disiplinsiz, bu adam bu takımı yakar dedik. Dinlemediler. Karşılarına aldıkları taraftarı bu oyuncuyu geri alarak yanlarına çekmeye çalıştılar. Sahi ne olacaktı? Kombineler patlayacak, forma satışları tavan yapacak, herkes bütünleşecek, Ricardo Beşikaş’ı kurtaracaktı. Aynen öyle oldu. Mükemmel öngörünüz için teşekkürler Fikret Orman ve ekibi.
Şimdi çıkıp da Töre ne yaptı atsaydı boş kaleye! Şenol ne yaptı o kadroyla çıkılır mı onları da eleştir diyenler olacaktır. Hepsinde haklısınız. Şenol Güneş maça taktiksel hata ile başladı, sürdürdü ve bitirdi. Lakin bu olurken taktiksel anlamda takımı sertleştirmek adına yapabileceği tek hamlenin Necip olduğun düşünürsek değerli yönetimimize buradan yine saygılarımızı iletiriz. Bunları bas bas bağırdık. O zaman yönetimin neferi olmayı misyon edinenler daha erken, kamptan sonra gelse ne olur, para yok, siz bu işi fm oynamak mı sanıyorsunuz gibi saçmasapan argümanlar öne sürdüler. Quaresma transferinde bile bu misyonu bırakmamak için inanmadıkları adamın savunmasını, Bursa gibi bir kulübe giden vizyonsuzdur diyerek Dzsudzsak üzerinden gidermeye çalıştılar. Onlara da saygılarımızı sunuyoruz. Şimdi sayın Albayrak’ın mağlubiyetin gazını almak için, durun daha bitmedi 2-3 transfer yapacağız diye açıklamalarını transfer üzerinden mi algılamak gerekir yoksa biz başarısız olduk hemen kurtarmamız lazım durumu düşüncesi üzerinden mi bunu da size bırakıyorum sayın misyonerler.
Son olarak;
Tarih 18 Temmuz 2015. Quaresma’ın gelişi ve gelmemesi ile ilgili yazdığım yazı özellikle twitter’da fazlaca tepki çekmiş, küfür bile yememe sebep olmuştu.
Yazıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://haber.besiktasarena.com/bu-kez-hos-gelmedin-quaresma.html
Bunu bir hesaplaşmaya çevirmek gibi bir niyetim yok. Bu yüzden küfür edenlere güzel usluplarından ötürü sadece teşekkür ediyorum. Arada birkaç nominal eleştiri yapanlar içinse, onların söyledikleri üzerinden bitiriyorum. O zaman bu paraya bundan iyisini mi bulacağız demiştiniz? Evet aynı paraya hatta daha azına Balasz Dzsudzsak Bursaspor’a imza attı beyler. Sadece o sıra bu adama 6 milyon istiyorlar, bu adam çok para istiyor diyerek Quaresma transferini yaparken mantıklı göstermek adına sizi kandırdılar. Evet kandırdılar geçmiş olsun.
Bir de sanırım en çok taraftarın büyük çoğunluğuna ”bilinçsiz” demem tepki çekmişti. Buna o zaman baya şaşırmıştım zira bilinçsiz kısımda olmayanın buna tepki göstermesi son derece anormal olurdu. İnsanın kendisini ise bilinçsiz kısımda görmesi benim kontrolümde olabilecek bir durum değildi. Lakin dün Quaresma oyundan atıldığında tam olarak ”bilinçsiz” diye nitelendirdiğim kesim son derece disiplinsizce hareketlerde kendini attırıp, takımı satan oyuncusunu alkışladı.
Sabahattin Ali ile bitireyim. ” Ben seni deli gibi değil aklı başında seviyorum.”
Çağrı Asarlı / Beşiktaş Arena