Bir futbol stadyumunun en temel yapılma nedeni orada futbol oynanması. İyi futbol oynanması; sahasının düzgün olması. Kalan her şeyi o sahaya göre kurgularsınız. Seyirci koltuklarını, locaları; her şeyi. Vodafone Arena’nın sahasını yapacak olan ve halen Nevzat Demir Tesislerinin birinci sahasını yapan SIS Pitches ile ilgili araştırmamızı sunuyoruz. Beşiktaş’ımız için çok güzel, çok özel bir sahanın tüm ayrıntılarını okuyabilirsiniz. Sabredecek gücümüz kalmamış olabilir. Bu kadar güzel bir stada kavuşmak için kim sabırsızlanmaz ki.
SIS Grup Hakkında Bilgi
SIS Grup İngiltere merkezli, aslında kuruluşu İrlanda olan bir firmadır. Yönetimsel olarak dünya üzerinde 8 alt bölge firması bulunmaktadır. Futbol sahası, projelendirmesi, inşası, bakımı, altyapısı alanında a’dan z’ye hizmet veren, hem doğal hem de sentetik konusunda uzman, sentetik ve doğal çim üreticisi bir firmadır. Türkiye’de Moskova’da İngiltere’de, Hollanda’da, Azerbaycan’da Dubai’de ve Angola’da ofisleri bulunmaktadır. Doğu Avrupa’da en yoğun faaliyet gösterdiği ülkeler Rusya ve Azerbaycan’dır.
Doğu Avrupa’daki en büyük referansı hangi stat?
Hibrit sistemli ve Doğu Avrupa’nın ilk alttan vakum ve havalandırma sistemli sahası olan Shaktar Donetsk’dir.
Zemin yapılmadan önce yapılması gereken şeyler nedir?
İşe başlanmadan önce cevap verilmesi gereken önemli sorular var. Her stad nasıl planlanacak, nasıl kullanılacak, son kullanıcısı kim olacak, bu sahayı kim yapacak ve sahayı kim ne sıklıkta kullanacak? Bu sahada ne tür organizasyonlar yapılacak? Bu sahada ne tür seviyede müsabakalar yapılacak? Dolayısı ile futbol sahası ilk günden konuşulmaya başlanılıyor ki doğrusu da bu. Mesela Spartak Moskova. Bu sahada Dünya kupası yarı finali oynanacak öncesinde sonrasında S. Moskova kulübü normal Avrupa ve lig kupa maçlarını oynayacak.Rusya Milli takımı maçları da bu stadyumda oynanacak. Müsabakaların sıklığı; yapılacak olan futbol sahası sistemlerine karar veriyor bir anlamda. Güçlendirme olacak mı olmayacak mı, hibrit mi olacak, farklı bir tarz mı olacak, bakım bütçesi ne kadar tutacak? Ayrıca ışık sistemlerinin ücretleri vs. gibi bütçeler belirlenmeli. Stadın henüz temelleri yapılırken tüm bu sorular yanıt bulmalı.
Vodafone Arena’da da bu şekilde mi oldu?
Ne istediğini bilen ve konusuna hakim bir yönetim topluluğu karşıladı bizi. Saha ile ilgili bütün sistemleri biliyorlardı, doğru kararları zaten vermişlerdi. Bize de sadece detayları konuşmak kaldı.
Türk Telekom Arena’da Ne Oldu?
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kullanıcısının işin başında işin içine dahil olmadığı projelerde bu tarz sıkıntılar olabiliyor. Türk Telekom Arena; devlet tarafından yapılmış, GS kulübünün son kullanıcı olarak kullandığı ve Dünyanın çatı mimarisi olarak en kapalı statlarından bir tanesidir. Öyle ki; yağmur yağarken bile kalecilerin üzerine bir damla su düşmez. Bu kapalı çatı yapısından dolayı sahanın ciddi bir ışık ihtiyacı vardır. Türkiye’deki ilk suni ışıkları da buraya sipariş etmiştik. Başlangıçta 3, daha sonra 6 ve en son da olması gereken sayıya, yani 9 adete kadar çıktı bu üniteler. Bu suni ışıkların da stadyum yapımının bir parçası olarak ihaleye girmesi gerekiyor. Örneğin TOKİ bir ihaleye çıkıyor, ancak Sivas ‘ta da Antalya’da da aynı şartnameleri öngörüyor. Bu konu üzerinde biraz daha profesyonelleşilmesi lazım. Yani kullanıcıların kullanış amaçlarına göre her sahanın farklı dizayn edilmesi ve kullanılış amacı belirlendikten sonra bakım bütçelerine göre de her sahayı kategorize etmek lazım. Örneğin; belki Malatya’da bir arena stadı gerekli değildir. Arena dediğiniz yapı; tribünlerin sahaya yakınlaştırıldığı, üst çatısı kapalı, saha içinin oldukça gölge olduğu, iç ortamda doğal çimin yetiştirilmesinin zor olduğu statlardır. Böyle bir ortamda doğal çimin yaşayabilmesi için kullanılan suni aydınlatmalar; kulüplere eylül nisan ayları arasında ayda yaklaşık 50-60.000€ elektrik faturası getirir. Bu ışıkların ilk yatırım maliyetleri 1-1.5 milyon € civarındadır. Geçen yaz, GS kulübü TT Arena’da konser ve benzeri etkinlikler yapmadı. Yapsalardı zaten bizim kontrolümüzde yapacaklardı. Önceki yazlarda, siyasi parti kongreleri, Türkçe Olimpiyatları, Madonna konseri gibi birçok etkinlik yapıldı. Tüm bunlar başka başka ve bizim kontrolümüz dışında gerçekleşen organizasyonlardı. Örneğin bu organizasyonlarda teknik ekipler vinçleri saha içine alıyor ama zeminde doğru koruma malzemesi kullanmıyorlar. Ancak günümüzde öyle koruma malzemeleri var ki üzerine serildiği çim; belli limitlerle 7 gün boyunca ölmüyor ve yaşamaya devam ediyor. Bu tip malzemeler 30 tona kadar altına zarar vermeden yük taşıyabiliyor. Örneğin Shaktar Donetsk’te yapılan konserlerde sahne tribüne konuldu ve saha içine sadece seyirci alındı. Bu anlamda sahanın taşıma kapasitesi limitlerini iyi korudu. Madonna’nın TT Arena’ya geldiği sene, Avrupa’da 30 tane konser yaptı ancak en büyük sahnesini İstanbul’da kurdu. Neden? Çünkü en büyük sahneye burada izin verdiler demek ki. Ve bunun doğal sonucu olarak zeminde bazı bozulmalar oldu. Bu protokolü iyi yönetmek lazım. Çok şükür GS ile aynı dili konuşmaya başladık ve farkında da olduğunuz üzere TT Arena Sahası suni güçlendirme olmayan bir saha olarak Türkiye’nin en iyi sahalarında bir tanesi idi geçen sezonda. Rakip olarak belki Kasımpaşa’yı örnek gösterebiliriz ki orası da yine bizim yaptğımız ve bakımını yürüttüğümüz çim gelişimi için mükemmel doğal imkanlara sahip bir stadyum.
Vodafone Arena’da böyle problemler olur mu?
Vodafone Arena’nın en büyük avantajı; yapımını ve yönetimini tek bir kadronun yapıyor olması. Dünyanın her yerinde; kullanıcısıyla yatırımcısının farklı olduğu ve kullanıcının ilk günden itibaren işin içerisinde olmadığı statlarda sıkıntı her zaman olmuştur, olur da. Bu çok normaldir. Müteahhit şartnameye uygun minimum maliyetle işi tamamlamak isterken, kullanıcı ise en iyi sahaya sahip olmak ister. Bu dengeyi çok iyi ayarlamak lazım. Vodafone Arena’da böyle bir sıkıntı yok.
Vodafone Arena’da Işık Konusunda Avantajlı değil mi? (Çatıdan dolayı)
Üst çatı yapısı her ne kadar geçirgen olsa da sonuçta; haftada ortalama iki kez maç oynanan bu tarz kapalı statlarda suni ışıklandırmaya ihtiyaç var. Işık analizi şu şekilde yapılıyor. Öncelikle stad mimari kütlesinin orada olmadığı varsayılarak, güneş ışığının stadın bulunduğu konuma yılın 12 ayı kaç derece açıyla ve ne kadar süreyle geldiği hesaplanıyor. Daha sonra bu analiz; programdaki proje üzerine tüm stad kütlesi ve çatı mimarisi konumlandırılarak yılın 12 ayı saha üzerine gelen güneş ışığı tekrar hesaplanıyor. Bu analiz sonucunda da stadyumdaki çim sahanın üzerine tam olarak ne kadar güneş ışığı geldiği ve bitkinin sağlıklı yaşayabilmesi için ne kadar ışık gerektiği karşılaştırmalı olarak inceleniyor. İki inceleme arasındaki fark; stadyumda ne kadar suni ışıklandırma yapılması gerektiğini ortaya çıkartıyor.
Her güçlendirme yönteminin artıları ve eksileri olmasıyla beraber, hibrit çim; performans olarak en iyisi. Hibrit çimin eksilerinden bir tanesi bakımının diğer sahalara göre çok farklı ve daha zor bir bakımı olmasıdır. Genel olarak baktığınızda hibrit sahalar genelde İngiltere’dedir. İngiltere dışında; hibrit sahaların başarılı sonuçlar verdiği yerler azdır. Bunun sebebi bakım kalitesinin ve seviyesinin İngiltere’de çok yüksek olmasıdır. Ayrıca hibrit sahalar yaz aylarında renovasyona girmek zorundadır. Renovasyondan kastım, sahadaki sentetik çim populasyonuna dokunmadan, doğal çimlerin özel makinelerle sıyrılması ve sahanın doğal çimle tekrar ekilmesi işlemidir. Örneğin şu sıralar İngiltere’de sezon bitti, yani Mayıs ortası – Temmuz başı arasındaki dönem. İklim itibariyle de uygun olduğu için sahalar bu renovasyona uygundur. Ekstrem sıcaklıklarda tekrardan çim yetiştirmek her zaman sıkıntılıdır. Bazı ülkelerde bu süre çok kısadır. Mesela Rusya’da Mayıs ortasında sezon biter, Temmuz ortasında ligler tekrar başlar. Bazı ülkelerde tercih edilmeme sebebi temel olarak budur. İkinci sebebi ise zorlu bakım sürecinden ötürü kulüplerin taşıdığı endişedir. Örneğin Real Madrid bu sistemi kötü olduğu için değil, zorlu bakım sürecini yürütemediği için sahasından söktü. Yine Benfica, Sporting Lisbon, Zenith, L.Moskova gibi kulüpler de bu sistemden vazgeçenler arasında. Her ne kadar sentetik bir malzemeyle güçlendirilse de bu sahalar içerisinde doğal çim de içeriyor. Dolayısıyla “bir kere yaptım, artık birşey olmaz” gibi bir anlayışla hibrit sahaların bakımı yürümüyor. Tamamen başarı zinciri. Ve bu zincir temelde 4 etkene bağlı. Açıklamak gerekirse;
Saha; kullanıcının isteklerine ve bakım bütçesine göre doğru tasarlanmalıdır.
• Doğru malzemelerle, doğru kum, doğru çakıl, doğru tohum kullanarak, inşaatın doğru bir şekilde tamamlanması gerekir.
• Doğru yapım sürecini, doğru bakımla tamamlamak gerekir. Saha bakımı için gerekli olan ekipman olmadığı sürece hiç bir şey elde edilemez. Stadın sınırlayıcı mimarisi sonucu, doğal çimin içeride yaşaması için gerekli olan etmenler suni yollarla takviye edilmezse sonuç alınamaz. Buradan kastımız; suni ışıklar, rüzgar fanları, ve saha bakım makine ve ekipmanlarıdır.
• Kullanıcının başta belirlediği şartların göz önüne alınması ve yerine getirilmesi gerekir. Kullanıcı iyi olmayan bir öngörüyle sene başında ‘Sene içinde 6 tane konser yapmayacağız” diye bilgi verip, 5 konser yaparsa sonuç yine aynı olacaktır. Bu zincir sağlıklı bir şekilde birbirine bağlı olur ve işlerse başarılı bir doğal futbol sahası ortaya çıkar.
Vodafone Arena ’da da konserler olacak?
Evet ama belli limitlerle. Başka stadlarda da konserler yapılıyor. Belli limitlerde, doğru koruma malzemeleri kullanılarak ve çim sahayı doğru insanların yönetmesi durumunda bir problem yaşanmıyor.
Dünyada Kullanılan En Son Teknoloji
Baktığınız zaman futbol sahası uzmanlığı İngiltere’den çıkmıştır, ancak bu sahaların 15-20 sene önceki durumlarına bakıldığında sahaların deyim yerindeyse berbat halde olduğu hatırlanacaktır. İngilizler’de “biz nasıl daha iyi bir stat yapabiliriz?” diye daha önce bu kaliteyi aramışlar ve şu soruya yanıt bulmuşlar; “Futbol sahasında bize ne lazım? Cevap: ” Her daim stabil ve aynı zamanda yağan her türlü yağışı mükemmel şekilde drene etmesi lazım.” Bu iki gereklilik mühendislik açısından bakıldığında birbirine çok ters şeyler. Mukavim bir yüzey oluşturmak için kullandığınız malzemenin tane çapını mümkün olduğu kadar küçük tutmanız gerekir. Bu da en küçük tane çaplı malzeme olan kil’dir. Kil bir yüzey taş gibi mukavimdir,yani sağlamdır. Ancak kil malzeme suyu geçirmez, yağmur yağdığı zaman da çamur haline gelir ve su yüzeyde kalır. Su geçirimini yani drenajı arttırmak için tane çapını büyültürsünüz. Bu sefer de mukavemeti sağlayamazsınız. Plajlardaki kumu düşünün, her zaman oynak bir yapıdadır, mukavim değildir. Ama plajda dalgaların ulaştığı ve suyun vurduğu kısım hiç bir zaman göl olmaz ve dalganın geri çekilmesi sonucunda tüm suyu geçirir.Tüm bunları göz önüne alarak bir karar vermek zorunda kalınmış. Büyük tane çaplı, mükemmel drenajlı kendinden stabil olmayan bir malzemeyi suni yollarla stabilize edebilme ihtiyacı doğmuş, yani suni güçlendirme yöntemleri geliştirmişler. Bunlardan bir tanesi de hibrit sistemdir. Çimin sağlıklı büyümesi için gerekli organik malzeme ile karıştırılmış ama mükemmel bir drenajı olan kuma, kendinden stabil olmayan sentetik lifleri, üst yüzeyden 2 cm yukarıda kalacak şekilde ve belli aralıklarla 20 cm derinliğe enjekte etmişler. İşte bu hibrit sistemdir.
Piyasadaki diğer üreticiler ile Aynı sistemi mi yapıyorsunuz?
Biz; hali hazırda diğer üreticiler tarafından kullanılan bu hibrit sistemi daha da geliştirdik ve İngiltere’de FIFA ve UEFA’nın laboratuvarlarında test ettirdik.Performans sonuçları gerçekten mükemmel bir ürünü ortaya çaıkardığımızı gösteriyordu ve sonrasında Chelsea Hull City ve İngiltere Milli Takım Antrenman Tesisleri St George’s Park’da toplamda 5 adet hibrit saha yaptık bu yıl. Hali hazırda kullanılan sistem belli bir seviyede uzun süredir piyasadaydı, ancak bizim bu malzemeyi geliştirerek pazara girmemiz gerekiyordu, öyle de yaptık. Kendi sistemimiz de mantık ve sistem olarak aynı özellikleri taşıyor. Yani 2 cm aralıklarla 20 cm derinliğe sentetik liflerin çakılmasını öngörüyor. Farklı olarak; kullanılan makinelerde ve sentetik lif tiplerinde geliştirdiğimiz yeni yöntemler ve çalışma prensipleri var.
Vodafone Arena’da Neler Yapacaksınız?
Alttan havalandırma ve vakum sistemi
Isıtma sistemi
Üst düzey sulama sistemi
En son sistem hibrit saha ve profesyonel saha bakımı
Bunları tek kalemde yapabilecek dünyada tek bir firma var. O da SIS. Vodafone Arena’nın sahasında ilk defa alttan soğutma yapacağız. Alttan havalandırma sistemine entegre bir sistemle havayı soğutacağız. Çünkü Vodafone Arena stadyumunda bu oldukça gerekli.
Biz olmadan tüm bunlar yapılmak istense başta alttan havalandırma sistemi olmak üzere; Türkiye’de ve dünyada tüm bu işleri tek kalemde yapabilecek çapta bir firma yok. Yani; proje İngiltere’de çizilecekti. Sahanın inşası Türkiye’de yapılacaktı. Havalandırma sistemi ABD’den gelecekti. Alttan ısıtma sistemi Almanya’da yapılacaktı. Belçikalı bir firma gelip hibrit çimini yapacaktı. Başka birisi de gelip sahanın bakımını yapacaktı. Bir sıkıntı olduğunda çözümün ne kadar karmaşık olacağını düşünebiliyor musunuz? Bunu işi tek kalemde kendi üretimi ile layıkıyla tek elden yapabilecek ve sahanın profesyonel bakımını üstlenebilecek sadece biz varız.
Bakımları ile daha sonra siz mi ilgileneceksiniz?
5 Yıl boyunca sahanın bakımını garantisi ile birlikte biz yapıyor olacağız. Şimdilik 5 yıl için anlaşma yaptık. Bizim çalıştığımız 5 yıl içinde kulüp personeli tarafımızca eğitilir, her şey öğretilir, ondan sonra işi kulübe de devredebiliriz. Amacımız; yetişmiş personel ile bu işi devretmek. Sahanın bakımı için İngiltere’den hangi profesyonel uzmanın geleceği de belli. 1 Ağustos itibari ile Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nde göreve başlayacak. Bu kişi 5 Yıl boyunca İstanbul’da yaşayacak, , çocuklarının okulları ve diğer hayat düzenini kurmak için geçen hafta buradaydı, her şey ayarlandı. Sırf Beşiktaş’ın bu işini yapabilmesi için İngiltere’den uzman çimcisini de transfer ettik. Çünkü Türkiye’de hibrit sistemli saha bakımına hakim personel bulmak zor.
Normal çime göre farklılıkları nelerdir bakım aşamasında?
Yüzeyde yer alan sentetik lifler olduğu için; kumlama işlemlerini minimuma indirmeniz gerekiyor. Çünkü saha üstten kumlandıkça, 2 cm’lik lifi yükseltiyorsunuz. Fazla kumlamanız halinde de öldürüyorsunuz. Her yaz sahanın renovasyona alınmasından kastım bu idi aslında. Eğer bu çalışmalar yapılmazsa hibrit sistemdeki sentetik çimi de öldürüyorsunuz ve istenmeyen ikinci bir yüzey yaratıyorsunuz. O da dirençli-mukavim bir yüzey olmuyor, yumuşak ve istenmeyen bir yüzey oluyor. Hibrit sistem sahalarda müsabaka sırasındaki oyuncu mücadelelerinde sahada normalden daha büyük yaralar oluşuyorsa, renovasyon işlerinin yapılmadığı anlaşılıyor.
İş planına göre ne zaman başlamayı düşünüyorsunuz?
Çatı kaldırılıp yerleştirildiği zaman işimize başlayacağız. Her şekilde hazırız.
Önünüzde bir tarih var mı? Çatı komple mi çıktığında mı?
Hayır bir tarih yok. Çatı kaldırıldıktan sonra başlayacağız.
Bitiş tarihi belli mi peki?
Tarihlerle ilgi konuşmak pek doğru değil aslında. İşe başladığımız andan itibaren 70 gün sonra sahayı üzerinde oynanabilir şekilde bitmiş olarak teslim edeceğiz. 30-40 günde inşai süreci bitiriyoruz ve 70. günde maç yapılacak şekilde sahayı devrediyoruz.
Çim ekme mi yapılacak yoksa serme mi?
Ekme yapılacak. Kum yüzey üzerine tohum ekip, sentetik yollarla güçlendirilmiş mukavim bir yüzey yaratacağız. Şu an dünyadaki son teknoloji budur. Bu sisteme İngiltere’de “Sand based Reinforced pitches” deniyor. Kum ağırlıklı ancak suni yollarla güçlendirilmiş sahalar. Rulo tercih eden kulüplerde var tabi. Dediğim gibi yöntem; stadın işletilmesi ve business modeline göre değişiyor. Amsterdam Arena ile çalışıyoruz. Onlar tamamen rulo tercih ederler. Neden? Çünkü iki maç arasında sahaya konser alırlar. Normal şartlarda hibrit sahalarda sezon ortasında çok büyük bir konser yapmamak lazım. Belki devre arasında doğru koruma malzemeleri ile küçük çapta bir tane yapılabilir. Sezon sonunda bir-iki konser alınır, bu kabul edilebilir. Amsterdam Arena iki maç arasında çimi değiştirir. Çünkü çim çiftliği oraya yakındır, dolayısıyla işin maliyeti düşüktür. Yapılan aynı iş orada 100.000€’dur, İstanbul’da 300.000€’dur. Bunu tarzı ve yolu benimsemiş stadlar var. Bazı kulüpler de hiç rulo kullanmadan güçlendirmeye de ihtiyaç duymadan ekme sahalar yapar. Çünkü çimin yetişmesi için zamanları vardır, beklerler. Veya stadyum mimarisi açıktır. Çimin bakımı nispeten daha kolaydır. Hibritin, daha doğrusu güçlendirme yöntemlerinin bir avantajı var. Doğal çimi bir şekilde sezon içerisinde kaybettiğinizde bile suni çim ile sahanın gücünü bir şekilde takviye etmek. İklim itibariyle, stat mimarisi itibariyle ya da çok sık kullanım nedeniyle, çim gelişimi yıl ve sezon içerisinde inişli çıkışlı bir yol izler. Mesela GS Arena stadını düşünelim. Standart, doğal çime sahip bir futbol sahasıdır. Şuan yeterli sağlamlığa ve zemin mukavemetine kavuşmuştur. Ama düşünün ki; Ekim ayının ortasında Çarşamba-Pazar günü şampiyonlar ligi, kupa maçı ya da Türkiye ligi müsabakaları oluyor. Bu; 5-6 haftalık bir periyoda yayıldığı zaman, sahada 3 günde bir maç oluyor demek. Maç günü ve maçtan önce ve sonra en az 1 gün sahada suni ışık desteği yok. 1 maç demek; 3 gün sahada suni ışık desteğinin olmaması demektir. 1 Ay da 8 maç yaptığınız zaman; 30 günün 24 günü sahanın aslında ihtiyacı olan suni aydınlatmasını veremezsiniz. Dünyanın en mukavim çimini kullanmış olsanız dahi gücünü kaybeder. Bunda GS yönetiminin veya SIS’in suçu yoktur. Bu doğal bir sonuçtur. Bu tarz durumlarda çim gelişiminde yaşanan bu düşüşleri kompanse etmesi için suni yöntemleri geliştirilmiştir. Vodafone Arena’da da bunun olmaması için bu yöntemler kullanılacak. Sahanın üst tabakası güçlendirilecek, ekme saha yapılacak. Sahanın altında da ilk defa havanın soğutulduğu bir alttan havalandırma ve vakum sistemi yapılacak. Shakhtar Donetsk stadında 2012 Avrupa Şampiyonası yarı final maçı Ukrayna ve Fransa arasındaydı, çok şiddetli bir yağmur vardı. Alttan vakum sisteminin çalıştırılması neticesinde maç sadece 10 dakika geç başlamıştı. Michael Platini ’de, hem bizi hem de Shakhtar’lı yöneticileri tebrik etmişti.
Bu sistem nedir?
Normalde su cazibesi ile beraber akar ve standart drenaj sistemlerinde kendi yerçekimsel süzülüşüyle borulara ulaşır. Bu sistemde ise, stadyumun drenaj sistemi mekanik bir odaya bağlıdır. Aşırı yağmurda bir düğmeye bastığınız zaman, mekanik yolla suyu yukarıdan aşağıya çeker, inanılmaz bir vakum yaparak, sahanın altında birikmiş bütün suyu emerek uzaklaştırır.
Vodafone Arena bu şekilde mi olacak?
Evet bu şekilde ve Türkiye ‘de tek olacak. Bu sistem vakum(emme) yapabildiği gibi aynı zamanda dış ortamdaki havayı emip, sahanın tümüne yani 8.000m2’ye hava olarak verebilen bir sistem. Ekstrem hava koşullarında bitkinin yaşamak için gerçekleştirmek zorunda olduğu “transpirasyon(terleme)” gibi fizyolojik aktivitelerine devam edebilmesi için rüzgar fanları da kullanılacak. Bir yandan da bitki köklerinin gelişiminin devam etmesi için alttan hava verilecek. Aşırı yağışta vakum yapabilecek bu sistem, aynı zamanda çimin yaşaması için toprak profilinde gerekli su/hava oranını ayarlayabilecek bir sistemdir. Aşırı yağış olmasa bile bakım tercihleri gözetilerek sulamadan 30 dakika sonra bir 15-20 dakika vakum yapılacak. Çimin sağlıklı bir şekilde yaşıyor olabilmesi için profilde ki nem oranın %18-25 arasında olması lazım. Toprak profilinin içinde aynı zamanda nem sensörlerimiz olacak. Sensörün belirttiği değerler %25’in üzerine çıktığı zaman alttan havalandırma sistemi hafif vakum(emiş) yapacak. Belki bu oran %22 ila %23 arasında olacak. Buna uzman saha bakımcımız karar verecek. Hava verme oranı da yine aynı şekilde ayarlanacak. Günde 2 veya 3 kere alttan 30 dakika hava verilecek. Denize yakın olan Vodafone Arena için yaz ayları en büyük risk. Çünkü ortam kapalı ve nemli olacak. Çimi de aynı insan gibi yaşayan bir organizma olarak düşünmelisiniz. Sırtınız ıslak kaldı, az güneş alıyorsunuz hasta olursunuz değil mi?
Hibrit; sentetik bir liftir. Yüzeye gelen ısıyı aynen alır ve aşağıya iletir, yani doğal çimin köklerini yakar. Güney Afrika’da, Brezilya’da, dünya kupalarında yaşadığımız tecrübe; sıcak iklimdeki hibrit sahaların bir şekilde mutlaka aşağıdan soğutulması gerektiğini gösteriyor bize. Bu; bazı yerlerde alttan sulama sistemleri ile yapılıyor. Bizde burada alttan hava ile soğutacağız. Klima gibi.
İngiltere’de Neden Hibrit Tercih Ediliyor?
Çünkü o bölgelerde doğal ışık yok, ya da çok az. Dolayısı ile çim yetiştirmek zor. Birincisi; çim gelişimi adına bahsettiğim düşüşleri yaşamamak için yüzeyin güçlü ve mukavim olması gerekiyor. İkincisi; bakım seviyesinin yüksek olması. Üçüncüsü; ekstrem ısı değerlerinin etkisinin olmaması. Sıcak iklimlerse riskli, ve mutlaka sahaların soğutulması gerekli.
Sentetik lif aralıklarını neye göre belirliyorsunuz?
2 cm veya 4 cm aralıklarla yapabiliyoruz. Bazı kulüplerin antrenman sahalarında bütçeleri yeterli olmuyor. Bunlarla ilgili testlerimizi yaptık. Aynı zamanda makinemiz GPS ile entegre lazer ile çalışıyor. Her 2 cm’de bir çimi bulmanız lazım. Daha önceki geliştirilmemiş makinelerde operatörün inisiyatifinde yüzeye çim enjeksiyonu sırasında atlama riski olabiliyordu. Ancak bizim makinemiz bu işi otomatik olarak yaptığı için, 1 cm bile atlamasına imkân yok. Vodafone Arena’da 2 cm aralıklarla sentetik lif enjekte edilecek.
Vodafone Arena’da tek makine mi çalışacak?
Evet, tek makine çalışacak. Saha önce tohumla ekilecek, çimler çıktıktan yani ekimden 3-4 hafta sonra makinemiz sentetik lifleri 10 gün içinde sahaya enjekte edecek.
Nevzat Demir tesisleri de aynı şekilde olacak değil mi?
Evet, aynı şekilde olacak. Sadece alttan ısıtma ve havalandırma sistemleri olmayacak. Ancak aynı malzemelerle hibrit olarak yapılacak.
Vodafone Arena’da daha fazla güneş alacak mı?
Tabiî ki. Örneğin konum olarak Moskova’ya göre dünyanın ekvatora daha yakın bir yerindeyiz. Ama biz yine de 9 tane ışığı alacağız. Neden? Çünkü; Yönetim ile de konuştuğumuzda aslında 6 adet ünitenin saha için yeterli olacağı kanaatine vardık. Ancak 9 adetin şöyle bir avantajı var. Çarşamba ve Pazar günleri maç olduğu dönemlerde, yarı sahaya en azından 1 – 2 gün boyunca tam ışık verme imkanımız var ve bu da çim gelişimi ve kendini yenilemesi adına çok önemli.
Vodafone Arena kaça mal oluyor komple?
Gizlilik anlaşmasından ötürü bu rakamın açıklanması etik olmaz. Ancak denilebilir ki bu tarz sahalar anahtar teslim yaklaşık 2,5 milyon Avro ’ya mal oluyor. 1-1.5 milyon Avro da; saha bakımı için gerekli makine ekipman ve teçhizat için ayrılıyor. Sonuçta 4-5 milyon Avro arasında bir maliyetle Arsenal gibi bir stada sahip olmuş oluyorsunuz. Yıllık saha bakımının maliyeti de 150-200 bin Avro gibi bir fiyat.
Bahsettiğim renovasyon işini bu resimde görebilirsiniz. Bu alan normal doğal ve çimin karışmış olduğu hibrit sistemli bi saha. Her yaz bunun yapılması gerekiyor. Zaten hibrit sistemin en büyük avantajı; doğal çimi kaybettiğiniz zaman bile yeşil görüntünün korunması. Şu an burada hiç doğal çim yok. Bütün saha sıyrılmış, yeniden ekilmiş. Bizim gibi ülkelerde riski tamamen sıcaklık teşkil eder. Çim çıkacak mı, çıkmayacak mı? İngiltere’deki sahalarda bu sistemin başarılı olması, orada ki hava şartlarının iyi olmasından kaynaklanıyor.
Normal çim sahanın üzerine de hibrit yapılabilir mi?
Yapılabilir. Örneğin Donbass Arena’da bu şekilde yapılmıştır. Ama en doğru yöntem; ilk yapılırken kum yüzeye ekme saha yapmak ve hibriti de buna enjekte etmek. Rulo çimde de yapılabilir ki Donbass’ta da ruloya yapıldı. Sonra biz gelip bu operasyonla rulo çimin toprağını sıyırdık.
GS neden hibrit çim yapmıyor?
GS kulübü henüz stadın birebir sahibi değil. Birebir sahibi olmadığı için, örneğin bir siyasi parti gelip ‘’ben burada kongre yapacağım’’ deyip çim sahaya zarar verebilir. Böyle bir risk var. Yanlış bir organizasyonda bütün yatırım çöpe gidebilir.
Bahsettiğim Donbass Arena’da sezon içinde kumlama çalışmaları gereğinden fazla yapıldığı için sentetik lifler altta kalmış. Bunun bakımı farklı derken işte bunu kast ediyorum. Kum fazla atıldığı için sentetik lifler yüzeyden 3 cm aşağıda kalmış ve istenmeyen ikincil bir katman oluşmuştur.
Kum serpme işlemine neden ihtiyaç duyuluyor?
Kumlama çalışmaları; sezon içinde belirli dönemlerde ekilen tohumlar için bir örtü ve az da olsa bozulan yüzey kotlarını düzeltmek için yapılan bir işlem. Hibrit sahalarda bunu minimize etmek gerekiyor ancak sezon sonunda sentetik lifleri mutlaka fırçalayarak havaya kaldırıp, tüm sahaya yeni bir tohum ekimi yapmak gerekiyor.
Havalandırma sistemi olduğu zaman toplayıcı kollektör boruların çapı 600 mm’ye çıkıyor. Aslında normal şartlarda İstanbul’da bir sahanın drenajı için 300-400 mm çaplı borular yeterlidir. Ancak içinden hava da geçeceği projelerde bu çaplar büyüyor. Bu 600 mm’lik borulara her 3 metrede bir 150mm’lik borular bağlanıyor. Bunun üzerinde de ısıtma sistemi boruları yer alıyor. İçine hava girdiği anda hava; bu borulardan yukarı doğru itiliyor. Mantık şu; stadın içinde bir mekanik oda olacak. Dışarıdan hava emilecek, ve bu mekanik odadaki sistemlerle sahanın içerisine hava verilecek ya da tam tersi yağış olduğu zamanda vakum(emme) yapacak.
Sahadan çıktığınız andan itibaren oynama süresi kaç gün?
Biz 30-40 günde inşaatı tamamlayıp, geriye kalan 1 ayda sahanın dinlendirilmesine ve güçlenmesine ayırıyoruz.
Taraftarlar en çok serme mi? Ekme mi? O konuda çok gidip gelmişti. İkisi arasında ki farklar nelerdir?
Serme yani ruloda saha; daha çabuk oynanabilir hale gelir. Serme yapılıp sonradan hibrit de enjekte edilebilir. Serme sistemle yapılan sahalarda ertesi gün ertesi gün müsabaka yapılabilir. Serme rulo çim yapılıp, hibrit de 10 gün içinde enjekte edilirse ertesi gün oynanabilir. Diğer sistemlerde çimin gelişmesi ve sahanın oynanabilir hale gelmesi için 30-40 gün gerekiyor. Vodafone Arena’nın sahasını eğer serme rulo sistemle yapsaydık, 40 gün içinde her şeyi bitirebilirdik. Ama Vodafone Arena’nın sahasını ekme sistemle yapacağız.
Isıtma sistemi nasıl olacak?
Sulu sistemli ısıtma sistemi olacak. Su ve glikol denen antifriz özellikli madde sistemde sirküle edilecek. Isıtma boruları sahanın altında her 25 cm’de bir uzanacak. Aslında İstanbul’un hava şartları düşünüldüğünde 30 cm aralık yeterli. Ancak biz boru aralıklarını biraz daha sıklaştıralım ve ısı iletimi biraz daha homojen olsun istedik. Vodafone Arena’da her şeyin ilkini yapmayı düşündük. Toprağın altında ısı sensörleri olacak. Sıcaklığı 20 derecede tutmak istiyoruz. Örneğin sensörler 19 dereceyi algıladığı anda, sistem otomatik olarak çalışacak ve kök bölgesi sıcaklığı tekrar 20 dereceye çıkarılacak. Böylece iyi bir kök gelişimi için toprak sıcaklığını yıl boyunca istediğimiz ısıda tutacağız.
Kar yağışı için bir avantaj sağlıyor mu?
Evet sağlıyor. Ama tabi bu; belli bir zaman alıyor, yani kar hemen erimiyor. Kar ilk yağdığında yaprağın üzerinde kalıyor. Siz toprağı ısıtıyorsunuz. Arada bir hava boşluğu var. Karın erimesi için toprak yüzeyiyle temas etmesi gerekli. Toprağı da belli limitlerin üzerinde ısıtamazsınız. Asfalt ısıtmıyorsunuz sonuçta. Bu konuda tecrübelerimiz çok fazla. Moskova’dan Dubai’ye kadar her iklimden tecrübeli çalışanlarımız var.
Nevzat Demir ne zaman bitecek?
Ağustosun ilk haftası bitecek. Eylülün ilk haftası hazır olacak.
SIS’te çimler daha açık renk duruyor?
Bu durum; kullanılan tohumla alakalı bir konu. Vodafone Arena için de koyuya yakın tohum varyetleri kullanmayı planlıyoruz. Çimin rengi;sahanın performansı adına belirleyici bir etken değil. Kullanılan tohumun mukavemetine bakılıyor, hangi iklim de daha iyi yaşadığına bakılıyor. Ama Vodafone Arena’da koyu bir tip düşünüyoruz. Her maçta farklı bir görsel desen yapabiliyoruz. Zaten maçtan 2 gün sonra desen doğal olarak kayboluyor. Çünkü bitki yaprakları uzuyor ve tekrar ayağa kalkıyor.
Mesela Real Madrid ve Barcelona; bizim ilk tesisinden itibaren çalıştığımız kulüpler. 2009 Yılında Real Madrid’in Barnebau stadının hibrit sahasını söktük. Bizden standart bir saha istediler. Güçlendirme istemediler. Onun için 2 senede bir sadece çimi değiştiriyoruz, rulo şeklinde. Ama onların stadları mimari olarak daha açık olduğu için güneş alma konusunda hiçbir sıkıntıları yok.
Türkiye’de ilk yaptığınız iş hangisi?
2010 Yılında Fenerbahçe’nin sahasını yapmıştık. Hatırlarsınız; yıllardır drenaj sorunu çekiyorlardı. 2010 yılında yaptık ve hala ilk günkü gibi hizmet veriyor. Yanı sıra aynı zaman zarfında TT Arena’yı 3 kere yaptık. Bahsettiğim 4’lü başarı zincirinde kopan halkaları burada çok iyi bir şekilde ayırt edebiliyorsunuz. İkisi de aynı çim, aynı kum, aynı stil, aynı sulama, aynı drenaj. Ancak daha sonrasında TT Arena’yı 3 kere daha yaptık. Halkalardan biri eksildiğinde tüm zincir bozuluyor.
Hibrit’in ne kadar ömrü var?
İyi ve profesyonel bakım yapıldığı sürece bir sahanın ömrü sonsuzdur. Renovasyon işlemiyle üstü sıyrılıp, sayısız kez saha yeniden ekilebilir. Sulama ve ısıtma sistemleri 30 yıl iş görebilir. Çim yaşayan bir organizma. Yıl içinde sürekli değişip kendini yeniliyor, sürekli tohumlanıyor, kumlanıyor, gübreleniyor, ilaçlanıyor. Hibrit sistem de doğru kullanıldığı sürece, yerinde duran bir sistem. Her stadın ayrı bir projelendirilme stili var. Vodafone Arena’nın tüm iş sürecini İngiltere’deki ofisimizle beraber yürütüyoruz.
Haftada 3 maç Vodafone Arena’da oynanabilir mi?
Hibrit sistemli bir saha olduğu için, belli bir süre boyunca oynanabilir. Zaten hafta da 3 maç, yılın belli zamanlarında oluyor. Vodafone Arena; bu maç trafiğini de çok rahat bir şekilde kaldırabilecek kuvvette olacak.
Beşiktaş Arena Özel Haber
Bu haberin Tüm hakları Beşiktaş Arenaya aittir. Kaynak gösterilmeden yapılan alıntılarda yasal haklarımızı kullanacağız.