Futbolumuzun en önemli engeli “Düdüklü tencere”(!) Her ne kadar düdük futbolla ilgili bir gereç de olsa tencerenin “düdüğü” ile çok ilgili değil. Düdüklü Tencere’nin Almanca karşılığı “Schnell kochtopf”(Hızlı pişirme tenceresi) İngilizcesi de “Pressure cooker” (Basınçlı pişirici). Bizde, ne yazık ki, sadece Düdüklü tencere… İşlevden çok şekle dayandığı için belkide… Buradan kurulacak köprü ile, çok zorlama gibi görünse de, bir türlü “pişmek” bilmeyen genç futbolcularımıza ulaşmak istiyorum… Acaba genç futbolcular mı bir türlü “pişmek” bilmiyor, yoksa sorun “Düdüklü Tencere”mi?
Futbol 17 ana kural çerçevesinde görece çok basit bir spor… Onu dünya genelinde bu kadar çekici kılan önemli faktörlerin başında bu basit kural yapısı olduğu söylenegelir. Ancak bu basitliğine rağmen, dünya genelinde kabul gören “Filozof”ları vardır… Cruyff, Osim, Piontek vs. gibi… Bunlara da zamanın ruhunu kavrayan genç nesil “Futbol Filozofları”da ekleniyor.. Mourinho, Guardiola, Klopp gibi… Bu hocalar sadece başarıları ile değil, bu spora kattıkları özgün felsefeleri ile de öne çıkıyorlar. Tavuk-Yumurta ilişkilendirmesi gibi, bu Felsefeleri öne çıktığı için mi başarılı oluyorlar, yoksa başarılı oldukları için mi felsefeleri kabul görüyor, o ayrı bir tartışma konusu… Ancak hiç kuşkusuz kendi öğretilerini geliştirebilen bu hocalara, bir futbol ülkesi olan Almanya’dan Ralf Rangnick de dahil edilir. Çünkü Almanya’da özelikle Hoffenheim deneyimi ile rüştünü ispat etmiş kabul edilir.
Biraz tarih; Hoffenheim bir köy takımıdır(!) Mmmmhh… Ne kadar doğru? Realite de evet. Bir stadı doldurmaya yetecek kadar insan yaşamıyor Hoffenheim’da… Stad 30.000 kişilik, köy 3.500 kişi! Nasıl oluyorda oluyor sorusunun cevabı, gençliğinde Hoffenheim’da futbol oynamış olan, SAP şirketinin kurucusu Dietmar Hopp ile cevap buluyor. Dietmar Hopp bir milyarder. Parasını Software’den kazanmış bir Milyarder. Hopp takıma 1989 dan itibaren, takım 8. bölgesel ligdeyken, finansal destek sağlamaya başlıyor. 2005/06 sezonunu Hoffenheim Bölgesel ligi (Regionalliga) 4. olarak tamamlıyor ve 2. Bundesliga’ya çıkamıyor. Parasını yazılım ve analitik hesaplardan kazanan Hopp takımın başına, 1999-2001’i Stuttgart, 2001-2004’ü Hannover 96 ve 2004-2005’i Schalke’nin hocası olarak Bundesliga’da geçiren Ralf Rangnick’i getiriyor. Rangnick’de geliyor… Bundesliga’dan Regionalliga’ya…! Ülkemizde benzer bir denemeyi Mustafa Denizli Zorlu grubunun desteğindeki Vestel Manisa ile yaşamıştı. Sonuçları malum. Hopp/Rangnick yönetimindeki Hoffenheim 2006/07 sezonu sonunda 2.Bundesliga’ya, 2007/08 sezonu sonunda da Bundesligaya çıkıyor. İlk sezonunda Bundesligayı 7. sırada daha sonra Rangnick tekrar Schalke’ye gittiği 2011 sezonuna kadar, Bundesligayı 11. sırada tamamlıyor hep… Bu arada ortalama 2000 kişiye oynayan takım Hopp’un inşa ettirdiği Sinnheim’daki stad da artık 30.000 kişiye oynuyor. Rangnick, Schalke’de başladığı 2011 sezonunu sağlık nedenleri ile tamamlıyamıyor, Mart 2011 de başlayan 2. Schalke dönemi Eylül 2011’de, bizde Muhteşem Yüzyıl dizisinde Hürrem karakterini canlandıran Meryem Uzerli ile tanınan “Tükenmişlik sendromu” nedeniyle, sözleşmesini fesih ediyor. 2012 sonunda Redbull Salzburg’un (Avusturya) Sportif direktörü oluyor.. Yine bir Marketing dahisi kabul edilen bir Milyarder’in, Mateschitz’in takımı.. RedBull Atınç Nukan’ın transfer olduğu RedBull Leipzig’in de (Almanya) sahibi…
Ralf Rangnick kulübünün sahip olduğu finansal imkanlara, kendi pırıltılı sportif kariyerine rağmen dünya da arıyor tarıyor ve bula bula ülkemiz de sadece “Düdüklü Tencere” olduğu için bi türlü pişmek bilmeyen(!) Atınç Nukan’ı transfer etmek istiyor… Dahası, ülke de kimse buna çok anlam da veremiyor, muhtemelen Beşiktaş Kulübü yöneticileri de dahil! İlk transfer ilgisi doğduğunda, eminim bizim Yöneticilerimiz, bizim Atınç Nukan olduğuna eminsiniz değil mi diye sormuşlardır… Ve RedBull Leipzig ülkemiz de şampiyonluğa oynayan takımların, şampiyonluklarına katkı yapacağına inandıkları, yıldız statüsündeki(!) defansif futbolculara ödediği bonservis bedeli olan 5M€’yu Atınç Nukan için ödeyerek transfer ediyor… Atınç Nukan önce 2.Bundesliga diyerek, belki de doğal olarak, gitmemek için burun kıvırıyor. Rangnick kalkıp istanbula Atınç ile görüşmeye gelerek ona planını anlatıyor. Medyaya da yansıyan Önder özen’in “ben bile Rangnick’ten ders almak istedim” şeklindeki sözlerininin ve muhtemelen Önder özen’in de ikna çabasıyla, ikna oluyor. Artık RedBull Leipzig oyuncusu…
Bundan sonra ne olacak? Göreceğiz… Bence önümüzdeki yıl RedBull Leipzig Bundesliga’ya çıkar, Atınç Nukan ile birlikte. 1-2 yıl sonra Atınç Nukan Türkiye’de sadece Avrupa Futbolunda sözü edilen büyük rakamlarla, belki Dortmund, Bayern, belki de Arsenal’in (Atınç’ın oyun zekası ve stili Wenger’in sevdiği tarz olduğunu düşündüğümden) yolunu tutar…
Bizde hiç bir zaman pişmeyecek(!) olan 21 yaşındaki Atınç Nukan, bana göre 23-24 yaşında, artık Transfermarkt herkes tarafından bilindiğine göre, orada 20-30 M €’luk değere ulaşır.. Peki bu nasıl oluyor? Zamanın da Hızlı pişirme tenceresine “Düdüklü tencere” demiyecektik:) Almanların Hızlı pişirme tenceresi sayesinde mi? Elbette hayır. Sadece bizim Futbolu yönetenlerin gözünün önünde olan değerleri görüp, onlara yeterince güvenmediğinden oluyor bunlar..
Başka örnekleri de var bu güvenilmeyen değerlerimizden… Şimdi adını yazdığım da okuyanın burun kıvıracağı Necip Uysal gibi, Schuster döneminde Guti’li takımda forma giymiş olup şimdiler de Eskişehir kadrosunda olan Onur Bayramoğlu gibi.. Ya da tek başına Olimpiyat madalyasını alamadığı için(!) “bu adam olmaz denilen” Oğuzhan Özyakup gibi.. Ya da henüz 18 yaşında Bilic’den forma almış olan Oğuz Aksoy gibi.. Ya da bir çok bilenin 100 M €’ya satma hayali nedeniyle futbol hayatı meçhule doğru giden Muhammed Demirci gibi…
Mesele Düdüklü Tencere meselesi… Ülkemiz de futbola yön veren(!) zihniyetin tenceresi Düdüklü… Başarılı kültürlerin Tenceresi ise “Hızlı pişirici”(!)
Cengiz Altın / Beşiktaş Arena