Büyük bir özlemin ardından kazanılan şampiyonluk, evimize kavuşmak, başarılı bir takıma sahip olmak ve peşinden gelen Avrupa Şampiyonası itiraf etmeliyiz ki hepimizi bir rehavete itti.
Takımımızın korunacağı düşüncesi hepimizde hâkimken şampiyonluk sezonunun ikinci yarısında yararlanamadığımız Göktan TÖRE’nin takımımızdan ayrılması ve peşinden hiç de tasvip edilmeyecek şekilde “çalıştığım en iyi teknik direktör Slaven BİLİC’tir” açıklaması, ahde vefasızlık yapan vurmaaaa İsmail in renkli kuşun intikam planına alet olarak gitmesi hiç birimizin çokta umurunda olmadı. Gomez’in ise onca vakit oyaladıktan gelmiyorum demesi Sosa’nın ise hiç kimsenin Beşiktaş’tan üstün olmadığını unutarak yaptığı davranışın ardından kadro dışı kalması ise takımımızın omurgasında ağır hasara yol açtı.
Bizlerle aynı rehaveti yaşayan transfer komitesi bu krizleri ne kadar iyi yönetti o tartışılır. Erdal TORUNOĞULLARI’nın sitemkâr istifası ise yönetimde bir huzursuzluk olduğu gerçeğini ortaya çıkıyor. Başkanımız Fikret ORMAN artık başkan olarak olgunluk çağında bu krizleri çok daha iyi yönetmesi gerektiği kanaatindeyim.
Biz bu düşünceler ile yaşarken ülkemizde çok zor bir süreçten geçmekte, etkisi sadece bugün sürmeyecek yıllarca yaşanacak bir kalkışma, ülkenin dış ve iç politikası eğitim sistemi siyasi haritası bu kalkışma sonucunda yeniden şekillenecek. Toplum ve insan psikolojisi üzerinde de şuan tahmin edemeyeceğimiz etkileri illa ki olacak. Eğer ömrümüz yeterse bunu hepimiz zamanla göreceğiz. Toplum geçmişlerinden ders alarak adımlarını atarsa aynı hatalara tekrar düşülmezse bu kalkışma tüm acılarına rağmen ülkemizin geleceği için bir olumlu bir milat olabilir. Söz konusu vatansa gerisi teferruat mottosunu aklımızdan çıkarmamız lazım.
Yapılan bu kalkışma spor kulüpleri açısından en büyük zararı Beşiktaş’ımıza verdi bu aşikar. Borcumuzu düşürmeye çalışırken Euro’nun artışı, Gomez ve Sosanın bahanelerle gitmesi, bunların yerini doldurmak için milyon euroluk transferlerin yapılması zaruretinin hasıl olması bizi gerçekten zayıflattı.
Barcelonda rotasyonda önemli yeri olan Adriano’nun transferi ise rehavette olan transfer komitesinin bir başarısı. Ancak mevcut durum itibariyle dünya futbolunda forvet ve 9,5-10 numara oyuncuların azlığı nedeni ile bu bölgelere transfer yapılması veya Sosa-Gomez kadar etkili oyuncular alınması çok mümkün gözükmüyor.
Hal böyle iken Şenol Hoca’nın oyun planında değişikliğe gitmesi olasılıklar dâhilinde, Sosa’nın pozisyonuna Oğuzhan, onun yerine Tolgay ve Necip, Forvet pozisyonunda ise Cenk’in oynaması Ömer ve Mustafa ile de forvetin yedeklenmesi olabilir. Bu şampiyonlar liginde bizi çok ileri taşımayacağı aşikarken UEFA Avrupa liginde de bile çok bir başarı beklememek lazım. Türkiye Ligi için ise bu çözüm bizi yeniden şampiyon yapabilir.
Ancak geçen senenin istikrar abidesi Atiba’nın yedeklenememesi büyük handikap olacaktır. Kaledeki belirsizlik ise bizim kronik sorunumuz.
Şimdi bizim için bekleme zamanı transfer komitesinin Ligin açılış maçına transferleri tamamlamış olması ise yeterli olacaktır. Sponsorlar için düzenlenen süper kupada bitik durumdaki renkli kediyi mevcut kadromuzla rahat geçeceğimizi düşünüyorum.
En büyük silah hala bizim elimizde Şenol Hoca’nın deneyimi portekizli ve Hollandalıdan daha fazla, oyun aklı onlardan daha iyi Kartalın gövdesinden bir tüy koptu diye kartal kartallığından bir şey kaybetmez.
Serkant Güzelküçük / BeşiktaşArena