Dün kulüpler toplandı, burada patron biziz, başka patron istemezük dedi. Kazan kaldırdılar. Naklen yayından Federasyona verilen payın azaltılmasını (hatta hiç verilmemesini), ihaleyi kendilerinin düzenlemesini sağlamak için yasal düzenleme konusunda Cumhurbaşkanlığı makamına kadar taleplerini ileteceklerini deklare ettiler. (Neden, bu ülkede yasaları meclis yapıyor?)
Hayırlı olsun diyorum öncelikle. Ancak bana kalırsa konu ihaleyi kimin düzenlediği değil. Nasıl paylaşılacağı. Yoksa 42 milyon dolar kimseye yetmez.
Payları kim belirleyecek? Kulüpler birliği başkanı mı? Başkanlığını kimse istemediği için geçen sene İlhan Cavcav’a en yaşlı üye diye Başkanlık verilen kurum mu? Bu sene Allahtan Başakşehir Futbol Kulübü geldi de lige, hevesli ve sevilen! Bir başkan bulundu.
Bu, ihaleyi kendimiz yapalım fikri kimden çıktı? Öncelikle büyük kulüplerden O toplantı salonunu düşünelim mi?
4 büyük kulüpten 3’ünde camialar arasında tribünlerde yaşanan gerilim neyse demeçlerde de aynısı mevcut. Hatta çoğu zaman onların demeçleri ortamı hazırlıyor. Kalan 14 kulübün başkanı kim olursa olsun başlarında, UEFA mali kriterleri Demokles’in kılıcı gibi sallanmakta olacak. Buda onların o salonda o kadar pasif oturmayacağının göstergesidir.
Ben olmazsam kimse bu ligi izlemez safsataları gırla gidecek en çok parayı kendine isteyenlerle eşit bölüşelim diyenler arasında tartışmalar hatta kopmalar mümkündür. Sayın İlhan Cavcav geçenlerde “İstanbul Ligi kursunlar, kendi arasında oynasınlar” dedi bile. Açıkçası ben o toplantıdan da ihaleden de umutlu değilim.
Bu toplantıda konuşulan bir başka konu Başkanımızın toplantı sonrası verdiği röportajda ortaya çıktı. Kulüplerin mali yapılarının Kulüpler Birliği tarafından denetlenmesi!
Yani aslında olan şu; Şenes Erzik’ten sonra hamaset ve birilerini hoş tutmak üzerine kurulu Federasyon yönetimleri bugün gelinen noktada başarısız bir model. Çünkü asıl işi ülke futbolunu geliştirmek olan federasyon yönetimleri kimse kırılmasın bende koltuğu kaptırmayayım zihniyeti nedeniyle futbol doğrularını yerine getirmeyip insanları futboldan soğuttu.
Birkaç Avrupa Şampiyonası ve bir Dünya Kupası dışında yine hiçbir turnuvada yoktuk. Hakemler felaket seviyedeler. Organizasyon berbat. Kurallar anlık. Bugün olan yarın olmuyor. Herhangi bir kurala uymanın da bir anlamı yok. Nasılsa o cezalarda yumuşatılıyor.
Başa dönersek, Başkanımızın röportajında söylediği bir cümleyi burada tekrarlamak gerekir, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Yapılacaklar belli. Zaman geçirmeden yapılmalı.
Ancak bundan önce yapılacak başka bir şey var. Kulüplerin barış içinde olmaları gerekiyor. Gelirlerin adil dağıtılması gerekiyor. Gerçekçi ve kalıcı kurallar, bunları herkese uygulayacak adil kurullar gerekiyor.
Liverpool maçından önce umutluyum yarın yüzümüzü güldür Kartalım demiştim. Yarın yüzümüzü güldür Kartalım bir kez daha.
Beşiktaş Arena / İçimizden Biri