Fenerbahçe kafilesine yapılan saldırı yazacaklarımın hemen hemen tamamını değiştirdi. Aslında bir bayrama hazırlamaktı niyetim insanları.
Futbol oyununun en görkemli günleri kupaların kaldırıldığı ya da şampiyonluğun garantilendiği günlerdir. Diyecektim ki; hadi 9 hafta kalmış. Olmayacak iş değil. Liderle de aramızda çok değil sadece 1 puan var ve onlarla henüz oynamadık. Maç günleri diyoruz ya; kalkın hadi Beşiktaş’ın maçı var. Bu defa hiç uyumayın şampiyonluk geliyor.
Dedirtmediler.
Önce o kurşunu ya da taşı atan insan müsveddesi sildi yazacaklarımı aklımdan. Sonrasında Fenerbahçe Yönetiminin açıklaması, en son olarak da olmazsa olmazı Federasyon!
Futbol, kahvedir, çaydır; yemeğin kendisi değildir. Hayatın devamı için gıda almak zorunludur. Kahve elzem değildir. Futbolda hayatın içindedir, kimliğinize ait önemli bir parçadır. Ancak hayatın kendisi değildir. Böylesi bir fikir bir insanda nasıl oluşur, nasıl gider pusu atar ve saldırır. Orada insanlar ölse ne olacaktı. O otobüs şoförü umarım kalıcı bir hasar olmadan atlatır bu vakayı. Bu vahşice bir plan. Vahşice bir eylem. Failleri mutlaka bulunmalı. Cezalandırılmalı. Bu çok hızlı yapılmalı. Bu olay kimseye cesaret vermemeli. Futbol terörünün nerelere varabileceğinin somut kanıtıdır bu olay.
Ancak mağdur olan takımın oyuncularının ve yönetiminin tavırları bir o kadar vahim. Olay yerinden gelen görüntülerde takım kaptanı olan şahıs bu kez terör estiriyor. Takımın bir numaralı kalecisinin daha evvel milli takım kampında gazetecileri tehdit etmesi cezasız kalıp milli takımların her şeyine bakan hoca tarafından onurlandırılarak geri çağrılmasından cesaretle yine gazetecileri tehdit etmekten geri durmuyor beyzadem.
Hadi diyelim ki olayın gerginliği vardı üzerinde; yönetimi daha vahim. Mağduriyetleri herkesçe kabul edilmiş ya; mantık hatalarıyla dolu bir basın açıklaması yapmaktan geri durmuyorlar. Mağduriyet maskesinin altından herkese tehditler savuruyorlar. Başlarına gelen olayın sorumsuzca yapılan açıklamalardan dolayı tırmanan bir nefretten kaynaklandığını göremezden gelerek aynı üslupla kaleme alınan fütursuzca bir yazı. Kime yarayacak bu açıklamanız sayın camia büyükleri? Karşı takımın başkanına yaptığınız “kabadayı” yakıştırması bir kez daha en çok size yakışıyor. Üstelik bu açıklamayı kulübün adına yayımlayarak camiaları bir kez daha karşı karşıya getiriyorsunuz. Yazık. Bu yönetim varken Fenerbahçe kimseyle dost olamaz. Bırakın dostluğu onurlu ve dürüst bir rakipte olamaz!
Liglerin ertelenmesi bir çözümdür. Bunu bende desteklerim. Bir maçı adam gibi oynayamıyorsanız. Hata yapan her hakeme, kötü oynayan her oyuncuya ya da o anda canınız kime ve neye küfretmek istediyse küfrediyorsanız; ,insanları kaynaştırması gerekirken bölüyorsanız, caddelerde satırlarla insanlar kovalanıyorsa, deplasman otobüsünden iç savaş çıkarabilecek kadar silah çıkıyorsa; boynunda siyah beyaz atkıdan, sırtındaki formadan rakibin taraftarı olduğunu anlayıp ölümler getiriyorsanız, erteleyin ligleri. Hatta iptal edin. Kapatın futbol şubelerini. Olmaz olsun öyle taraftarlık, öyle spor.
Tabi ki ülkenin önemli kurumları aklı benden alacak değil ya! Sadece Fenerbahçe’nin maçlarını ertelediler çıktılar işin içinden. Neden bir hafta erteleniyor. Ne sağlayacak bu? Neyin çaresi olacak? Hiçbir anlamı olmayan bir karar. Sadece günü kurtarmak için alınan bir karar. Fenerbahçe’ye biraz sus payı olarak avantaj sağlayacak bir karar uyduruldu. O karar bugünü kurtarmayacaktır. Bunu anlamak için çok üstün bir zekaya gerek yok.
Bugüne kadar göz yumulan tüm bu şiddet ve kabadayılık az kalsın onlarca kişinin canına mal olacaktı. Hala bunun nedenlerini görmekten bi haberler.
Bugüne ait duyduğum anlamlı tek haber vardı; merhum onursal Başkanımız Süleyman Seba’nın ailesi ligin isminden Başkanımızın adının kaldırılmasını talep etmişler. Kendisinin ismine yakışan bir davranış ve karar olduğunu düşündüğüm bu talebi federasyonun yapacağını hiç sanmıyorum. O nedenle bu yazıyı okuyan herkesin sosyal medya kanallarından bu konudaki haberlere ve çabalara destek vermesini rica ediyorum.
Gelecek elbet güzel günlere gebe. Fakat bu yönetimle gelmeyeceği aşikar. Hepsine Fikret Orman’ı örnek almalarını tavsiye ederim, hadim olmayarak.
İçimizden Biri / Beşiktaş Arena