Ligin son 5 maçı, 4 haftasına girildi. Seyrantepe’ye kayıpsız gidersek, dönüşte köprü gişesinde bile durduran olmaz bizi. Böyle düşünüyorum. Böyle olmalı. Bunu hak ediyor bu takım. Sabır lazım.
Yakup Güzel yazmış yine onun alanına daha fazla girmemek en iyisi.
Bugün yapılan KAP bildirimi gelecek 4 yılımızı belli taahhütlerle sınırlandırdı. Bu konu üzerinden yönetime sallayacak olanlara bir konuyu hatırlatmak isterim; UEFA’ya yalan sökmüyor. Devleti bir kontrol mekanizması olarak kurgulayıp yaşamlarını buna göre şekillendirmeyi başarmış Avrupa Kültürü, aynı yetkin denetimi bize uyguluyor ve cezasını kesiyor. Yakın geçmişimizde Avrupa Kupalarına katılmamız nasıl olsa bir şekilde yırtarız mantığıyla söylenmiş yalanın neticesinde yasaklanmıştı. Burada yönetim bir yalana başvurmuyor. Şartlar ağır ancak şu an yapılabilecek en iyi anlaşma bu olsa gerek. Benim bu konuda yönetime güvenim tam.
Ancak bu yönetimi eleştirmeyeceğim anlamına da gelmiyor. Ona da sıra gelecek ancak şu anlaşmaya bir bakalım.
Öncelikle; 2019 e kadar uzun bir yol. Transfer yasağı yok. Ancak 7 tane futbolcuya bonservisini ödeyip takıma katsan da, Avrupa’da oynatamıyorsun. Halen kadroda olanlar ve bonservis ödemeyeceğin serbest oyuncular hariç. Ancak şöyle bir formül var: Sattıklarından alacağın bonservis kazancınla alacaklarını oynatabilirsin. Yani yeni stadın yıldızı ya bonservis ödenmeden alınacak ya da bir yıldız kayacak yerine alınacak. Bu yılın transferlerine bakarsak zaten hemen hemen aynı ilke uygulandı.
Dikkat çeken bir başka ifade şu; Şirketin (Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş.) toplam gelirinin, personel giderlerine oranı. Bu oran belli değil ancak UEFA sadece futbolcuların alacaklarına değil herkese karşı yükümlülüklerine dikkat edilmesini istiyor. Bu çalışanların maaşlarına ne şekilde yansır göreceğiz.
Gelecek sezon Avrupa Kupalarına 22 oyuncu götüreceğiz. (-3) sonraki yıl 23 (-2). Ancak Türkiye’de uygulanacak statü nedeniyle kadroda 28 (14+14) oyuncu olacak. 6 Oyuncunun alt yapıdan olmasına neden olabilir bu.
Bugünkü tablo ile taahhüt edilen zarar farkı neredeyse 5 milyon Avro. Kapanmayacak bir fark değil. Sonraki yıllarda ise (2017’ye kadar) En fazla 10 Milyon Avro zarar etmeyi öngörmüşüz. Bu yıl yakalanan lisanslı ürün adedi ve stattan kazanılabilecek olan bakiye yetecek mi göreceğiz. Burada öngörülemeyen döviz kurlarının bizim ülkemizdeki “oynaklığı”.
Bu anlaşma olsun ya da olmasın kulübün borçları artık herkesin ağzında. Bunu son dönemde sıklıkla duyuyoruz ancak Beşiktaş iddialı olduğu dönemlerde renkli basım gazetelerde böyle haberleri hep okuduk. “Beşiktaş’ta kimsenin parası kalmaz. Ne futbolcunun kalır, ne malzemecini kalır ne de eski başkanın kalır.
Bu anlaşmayı yapan Beşiktaş profesyonellerinin işini iyi bildiğini düşünüyorum. İsimlerini bilmiyorum son derece detaylı finans bilgilerinin olduğunu, gerçekçi planlar sunduklarını söyleyebiliriz. En başta söylediğim gibi UEFA’ya kül yutturamazsınız. Peki ya işin futbol takımı kısmında durum neden tam tersi. Finans kısmını deneyimli profesyonellere bırakıp, futbol takımının geleceğini neden böyle yapılandırmıyoruz.
Mesela hala Sportif Direktör kim olacak belli değil? Taahhütten belli gelecek yıl 38 futbolcun olacak, 14 yabancı olacak, 14 yerli olacak; bu 14 yerliden alt yapı zorunluluğun olacak. Afrika kupası olacak en değerli oyuncun oraya gidecek. Bunları kim planlayacak? Önder Özen görevi bırakalı neredeyse 7 ay oldu. As Başkanımız orada iyi niyetli gayret gösteriyor ancak kendi de bir sportif direktörle çalışılacağını söylüyor. Peki, neden halen anlaşma imzalanmıyor? Bu planları teknik direktörde yapabilir. Ancak Slaven Bilic’in durumuyla ilgili de bir belirsizlik hep dillendiriliyor.
Devam edilmeyecekse yeni hocayla şimdiye kadar anlaşma yapılabilirdi. Oyuncuların önemli bir kısmı ya yabancı ya da gurbetçi. Bundan olumsuz etkileneceklerini sanmıyorum. Yine klasik Türk tipi kulüp yöneticisi durumumu yaşıyoruz yoksa. Bir defa daha söylemekte fayda var. Bu takımın gelecek yıl Sportif Direktörü kim? Hocası kim? Yıldızı belli Vodafone Arena.
Yeniden geliyoruz evrimleşme süreci tezime. Futbol takımlarının evrimleşmesi. Yol uzun demiştim. Elbette yıllarca eksik kalan her şeyi bu yönetimin gidermesini bekleyemeyiz. Ancak yolu yordamı belli olan konular ne kadar çabuk halledilirse süre o derece kısalır. Böyle Mehteran Bölüğü gibi iki ileri bir geri gideceksek 3 dönem yetmez.
İçimizden Biri / Beşiktaş Arena