Bir önceki haftanın boş alanları olmayınca ve oyuncu kalitesi (aslında sadece orta sahada bir tek adam) daha iyi olunca 1-2’lik skorla yine hüzünle döndük doğu otoparkında araçların yanına. Dönüş zaten çile…
Geçen sezonun sonunda bana Quaresma tekrar Beşiktaş’a gelecek deselerdi, mümkün değil inanmazdım. Burada geçirdiği 2 sene boyunca bir futbolcunun yapmaması gereken her şeyi bir bir yapmış, saha içinde saha dışında tüm kuralları kendi istediği gibi yorumlayıp hiçbir disiplin kuralını takmamış bir adam tekrar bu kapıdan giremez diye düşünürdüm. Hatta alınmasına karşı olduğumu da buradan paylaşmıştım.
Kerameti kendinden menkul bir kararla oyuncuyu tekrar Beşiktaş’a alırken herkes şunu anlattı; artık eskisi gibi değil. Olgunlaştı. Değişti. Artık faydalı bir oyuncu oldu. Olgunlaşmış. Bugün gayet net gördük. Koparıp dalından yiyebilirsiniz. Görünen o ki Quaresma aynı ruh halinde. Aynı umursamazlıkta ve sportmenlik hislerinden yoksun bir halde. Zaten ben değişmesini beklemiyordum.
Birinci sarı kartı görmesi öncesinde yaptıkları tam derslik. Alın o videoyu, Quaresma neden alınmamalı dersinde tekrar tekrar gösterin. Takım öne çıkmış, rakibe baskı kurmaya başlıyorsun. Top çaresizlikle taca vuruluyor ve “nasılsa çıktı” diye paşam sek sek sekerek bade süzerek taçtan topu almaya gidiyor. O sırada topun çıkmasına engel olmak isteyen bir rakip oyuncu hızla geliyor ve topu yakalıyor. Beyzademiz şaşkın, nereden çıktı bu adam? Onun alaycı koşusundan sonra alacağı topu neden çıkmadan kapıyor. Kim oluyor ki o! Bir hamle ile atılıyor rakibin ayaklarına ve cart sarı. Bence eksik karar. Kırmızı olmalıydı. Hem sakatlanma riski taşıyan bir faul hem de sportmenliğe aykırı hareket. Yani kırmızı.
İkinci ve kırmızıya çeviren kırmızı kart için söylenecek fazla bir şey yok Quaresma açısından. Oyuna konsantre olmamış, belli ki attığı golle elde ettiği sempati vurdumduymazlığını iyice arttırmış. Bir an evvel gol atmayı isteyen tek adam oydu sahada bunu kabul ederim ama nasıl elle topu tutamıyorsan, o topa da hakem işaret edince vuracaksın.
Buradan sonrası bizim açımızdan daha kötüydü. Tribünlerin bunların kabahatini Türk Hakemlerine yüklemesi, bu aptalca kırmızı kartı alkışlarla ödüllendirmesinin basit açıklaması şu ki artık bizim seyircimiz ne hakkaniyete inanıyor ne de sportmenliğe. Seba’nın ölüm yıl dönümlerinde Baba Hakkı’nın O’nu alnından öptüğü fotoğrafı sosyal medyada paylaşıp sahada kazanma adına tüm çirkinliğe müsamaha gösterebiliyorlar.
Tabi şunu söylemek gerekiyor Ali Palabıyık dün akşam 1 doğru karar verdi, Quaresma’nın 2. Sarı kartı! Oyunun temposunu bozacak tüm fırsatları bozmak için kullandı. Takdir hakları konusunda bir şey söylemek gereksiz. Evet bu onun takdir hakkıdır ve böyle kullanır ancak bunları da değerlendirecek bir Merkez Hakem Kurulu var. Onlar bu takdir haklarının kullanımından memnunsa, eh TFF de MHK’den memnun. TFF Genel Kurulu Başkandan memnun. Ne diyelim. Biz hakemleri de yenmeden şampiyon olamayız zaten.
Takımın berbat oynadığını kabul etmemiz lazım. Ancak bu geçen haftanın şaşaası gibi abartılmamalı. Oyuna daha fazla adapte olmuş bir takım yine şampiyonluğu kovalayacaktır. Buna inancım tam.
İçimizden Biri / Beşiktaş Arena