Yaz gelince işler bir garipleşiyor mu sizde de? Gereksiz bir rehavet, futbolsuzluktan kaynaklanan uzun ve hatta bazen sıkıcı olan cumartesiler pazarlar.
Elbette bu zamanlarında eğlenceleri var. Ismarlanmış, parası ödenmiş, piyasa yapıcı haberlerle dolu. Taraftarın gönlünü okşayan aslında var olmayan haberler. GS’ye bir türlü getirilemeyen Federico Insua gibi. Sonradan Bursaspor forması ile izledik. Robinho transferimiz gibi. Bafatimbi Gomis gibi. Zaten triaj kaygısı olmayan gazetelerin etik kaygılarının olmadığının ispatı olarak yapılan haberler.
Bu günlerin medyası Twitterda herkes bir duyumcu bir muhabir. İnsan kızamıyor ki. Ana akım medya asparagasa batık durumda. İşi gazetecilik olmayanlar yapmış çok mu?
Geçen yazıda bahsettiğim TFF Genel Kurulu bugün başlıyor tüm adaylara başarılar diliyorum diyeceğim ama tamamen sizi şaşırtmak için öyle diyorum onu da söyleyeyim.
Bir ulusal kanalda TFF Başkanı’nın açıklamalarını dinledim. Yeni bir şey yok. Müteahhitlik işine giriyormuş Federasyon. TFF Başkanlığını inşaat ihalesi düzenlemek olarak görüyor yine. Onun dışında kalan her şeyi UEFA dikte ediyor, bizimkiler tercüme edip uygulamaya alıyor. Başka bir şey yok. Enseyi karartmayın zevk alabileceğimiz başka sporlar da var. Misal ben bilardo sporlarını çok seviyorum. Futbol bitince Dünya Şampiyonasına aday oluruz bir sürü tesisimiz var nasıl olsa. Yapılan statlarda ileride şehrin ortasında kalır değerlenir. Çok bir kayıp olmaz yani.
Ancak şu konuda diğer adaylara ayıp ediliyor. İnsanları alın yan yana otursunlar konuşsunlar. Bir hafta sonra seçim var, projelerini, vizyonlarını anlatsalar biz de dinlesek. Bu, bana yanlı ve yanlış gelen yayında açıkçası en güzel haber bir daha Beşiktaş Başkanlığını düşünmediğini açıklaması oldu. Her kongre öncesi stat yapma sözü vermesi gibi, zorla borçlandırdığı kulübe bu paraları bağışlaması sözü gibi her arkasında durduğu teknik direktörü bir hafta sonra göndermesi gibi beni çok rahatlattı bu demeç!
Sezon bitti vedalar geldi peş peşe. Sivok, Uğur Boral, Bilic, Terzic, derken Toraman, Sezer, Gökhan Süzen muhtemelen de Adem Ersan Gülüm, Demba Ba.
Bu kulübün en çok vefasızlığını sevmiyorum ben. Ne olur gidenlere vefalı davransak. Giderken bir ayağına emeğine sağlık kaptan desek. Neyimiz eksilecek. İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz cümlesini dilimizden düşürmüyoruz ama gidenlere de kibar ve vefalı bir hoşça kal demeyi çok görüyoruz. Anlamıyorum. Biz nasıl bu hallere geliyoruz.
Gittim formamı aldım. Siyah aldım. Uzun kollular çıkınca çubukluda gözüm kaldı. Onu alırım. Bir heves koşuyoruz zaten formalara. Bu yılda umarım yine iyi bir rakam yakalanacak satışlarda.
Dün bir telefon geldi BJK yetkili bilmem ne firmasından. Forma atkı mug set yapmışlar. Uygunda bir fiyata satışını teklif ettiler. Biraz hırslı bir satıcı. Forma aldığımı ama atkı alabileceğimi söyledim. Tamam dediler biz size fiyatını sorup bildirelim. Sonrasında bildirilen rakam bir acayip. 100 TL. Adımın yazdığı siyah beyaz atkı 100 TL. Düşündüm mutfak tüpü daha ucuz. Elbette bir miktar fiyat farkını sineye çekebilirsin ancak piyasa da 30 lira olan atkıya 100 TL istenmez. Her şey bir yana ayıp. Başkası gibi “bizi müşteri olarak görüyorlar” demeyeceğim o konuyu savunan bir çok insan var zaten. Ancak siz bizi enayi mi sanıyorsunuz demeden edemeyeceğim.
İşin gerçeği şu ki bu pazarlama meselesini yönetmek için önce ürünleri iyi planlamak gerekiyor. Önce onu iyi becereceksin. Sonra satarsın zaten. Kartal Yuvalarında kristal Vodafone Arena Maketi var 30 TL, İnönü Maketi eskiden 50 T idi 35 TL olmuş. Yan yana duruyorlar masamda. Bu üründe yapılan uygulama gibi mantıklı adımlar bekliyoruz. Yoksa insanlar 100TL ye atkı almaz. İşportadan 15 TL ye alır, işportacıyı da korur. Zaten zabıta bizim çatıyı ölçmekten asli işini yapamıyor. Bari biz akıllıca davranalım.
Stadın bitmesinin ardından sıra bunlara gelecek umarım. Umutla bekliyoruz.
İçimizden Biri / Beşiktaş Arena